Mesnevi'den İki Hikaye

 

 

Hilebaz Kadın
 
Fetbaz bir kadın kocasının gözü önünde dostuyla oy­naşmak istedi. O sırada bir armut ağacının altında duru­yorlardı; gülerek:
"Kocacığım bu ağaca çıkıp meyve toplamak istiyo­rum." dedi. Kocası müsaade etti:
"Haydi çık istediğin kadar topla, dedi.
Kadın ağacın üstüne çıktı en üst dallara doğru tırman­maya başladı. Ağacın tepesine çıkınca bağırmaya başladı:
"O yanındaki şu boyda şu elbiseleri giyinmiş yabancı kim, ne yapıyorsunuz!"
Adam şaşırıp kaldı.    
"Sen neler söylüyorsun kadın burada benden başka kimse yok. Galiba senin başın dolandı. Ağaçtan in." dedi.
Kadın ısrarla söylediklerini tekrarlamaya devam edinc kocası:
"Sen in başın dolandı ben çıkıp meyve toplarım." dedi.
Kadın inince kocası ağaca tırmandı. Kocası ağaçta iken kadın başladı dostuyla oynaşmaya. Kocası yukardan bakınca karısının bir herifle oynaştığını görerek seslendi:
"Bre utanmaz kadın o yanındaki adam kim, öyle ne yapıyorsun?" diye bağırdı.
Kadın hiç bozuntuya vermeden cevap verdi:
"Herhalde bu ağaçtan olacak ben de demin öyle şey­ler görmüştüm, yanımda hiç kimse yok, yalnız başıma du­ruyorum, inanmazsan aşağıya in de bak." diyerek işine devam etti.
 


Ava Giden Aslan, Kurt ve Tilkini Hikayesi (Aslan Payı)
 
Bir gün bir aslan, bir kurt ve bir tilki birlikte avlanmak üzere sözleşerek dağlarda dolaşmaya başladılar. Birbirle­rine yardım edecek böylece bol bol av hayvanı yakalayacaklardı.
Gerçi bu iş aslanın ağırına gidiyor, onlarla avlanmak­tan utanıyordu lâkin sabrediyordu.
Üçü birden dolaşarak uzun süre avlandılar, derken bir yaban öküzü, bir dağ keçisi bir de semiz tavşan avladılar. Dolaşarak bir su başına geldiler, uzun süre dolaşmış yo­rulmuşlardı. Oturdular. Aslan:
"Ey kurt bu avladığımız hayvanları adaletli bir şekilde paylaştır, adaleti yeniden ihya et." dedi.
Kurt kalktı kendinden son derece emin adımlarla yü­rüdü: Yaban öküzünü aldı aslanın önüne bıraktı:
"Efendimiz, dedi. Siz bizim efendimizsiniz ayrıca ya­ban öküzü de büyük ve keçi orta boyda ve orta irilikte onun için o da bana düşer; onu da ben alıyorum.
En küçüğümüz tilki olduğuna göre tavşan da onu hakkıdır." dedi.
Bu paylaştırma karşısında aslan kızarak kükredi.
"Ey kurt ben iyice anlamadım bir daha söyle bakayım ne dedin? Ey kendini bilmez eşek yaklaş bakalım." dedi ve bir pençe vurarak kurdu parçaladı. Tilkiye döndü.
"Ey tilki bu avları sen adaletli bir şekilde paylaştır." de­di.
Tilki önce aslanın önünde secde etti; sonra:
"Bu semiz öküz siz efendimizin kuşluk yemeği bunu kuşluk vakti yersiniz.
Keçi, siz büyük kralımızın öğle yemeği için güzel bir yahni olur, onu da öğle vakti yersiniz.
Tavşana gelince; o da size akşam yemeği olur onu ak­şam afiyetle yersiniz." dedi.
Aslan sevinerek haykırdı:
"Ey tilki çok adil davrandın çok güzel bir şekilde pay etme işini hallettin. Söyle bakalım böylesine güzel payetmeyi kimden öğrendin?" dedi.
Tilki fark ettirmeden her ihtimale karşı birkaç adım uzaklaştı sonra kurnaz kurnaz gülerek cevap verdi. "Kurdun başına gelenlerden." dedi.



  
  Derleyen: Mehmet Zeren