Benim
çocukluğumda ne televizyon vardı, ne bilgisayar, ne
VCD ne de DVD... Sinemaya bile sonraki yıllarda gidebildik. Uzun kış
gecelerinde babam bütün aileyi soba başına toplar, bize roman
okurdu. Jules Verne’in “İsimsiz Adam” kitabı
Amerika’nın kuruluş yıllarını anlatan sürükleyici bir
romandı. Aleksandr Dumas’nın “Üç
silahşörler”i, Michel
Zevako’nun “Pardanyanlar”ı
ise
Fransız tarihini anlatıyordu. Birbirinden sürükleyici
olaylarla, merak ve ilgiyi sürekli diri tutarak bir solukta
okuyordunuz bu romanları.
Aynı
dönemde Osmanlı tarihini anlatan pek çok roman vardı. Bunlardan bir kısmı bölüm
bölüm gazetelerde yayınlanırdı. “Acaba şimdi romanda neler olacak?” diyerek
ertesi günkü gazeteyi sabırsızlıkla beklerdik. M.Turhan Tan’ın romanları “Safiye
Sultan”, “Cem Sultan” ve “Cinci Hoca” bunlardan en çok iz bırakanlardı. Hele
yazarını anımsayamadığım “Yavuz Sultan Selim Ağlıyor” romanını
unutamam.
Daha
sonraki yıllar nedense tarihi romanlar çekildi ortalıktan. Ben bir kitap kurdu
olduğum için mahallemizin kitaplığına gider aradığım kitapları oradan bulurdum.
Tarihi, tarih derslerinden daha iyi öğretirdi bu kitaplar.
Kurtuluş
Savaşını ise ilk olarak Hasan İzzettin
Dinamo’nun “Kutsal İsyan” kitabından öğrendim.
“Kutsal
İsyan”dan söz etmeden önce kısaca yazarın yaşamına göz atmakta yarar var.
Hasan
İzzettin Dinamo, 1909 Akçaabat doğumludur. Babası Ahmet Çavuş ve ağabeyi,
Birinci Dünya Savaşı sırasında Allahüekber Dağlarında şehit olurlar. Ailesi
kısa zamanda dağılıp yok olur, geriye iki kız kardeşiyle küçük Hasan kalır.
Çocuklar önce Samsun Öksüzler Yurduna
verilir, Mondoros Anlaşmasından sonra da İstanbul’daki Beykoz Öksüzler
Yurduna gönderilirler. O sırada İstanbul işgal edilmiştir. Beykoz Öksüzler
Yurdunu makineli tüfek ateşine tutan İngilizler, öğretmenleri kaçırır. Bütün
erzakı talan ettiklerinden, yurtta kalan 400 çocuk açtır. Öte yandan yurdu
makineli ile sık sık tarayan İngilizler çocukları korkutmaktadır. Arka
duvardaki bir gedikten gizlice kaçan çocuklar İstanbul sokaklarına sığınır, aç
susuz dolaşırlar. Hasan İzzettin ve
kardeşleri daha sonra yeniden öksüz yurtlarına yerleştirilirler. Birinci Dünya
Savaşını bu güç koşullarda yaşamış ve savaş düşmanı kesilmiştir yazar. Bunu ve
barıştan yana olduğunu her konuşmasında
vurgular.
İlkokulu
bitirince Amasya Ortaokuluna gönderilir küçük Hasan. İlk şiirleri Giresun’da
çıkan “ İzler” dergisinde yayınlanır. Daha sonra Sivas İlköğretmen Okuluna
girer. Bu yıllarda Nâzım’ın şiirleriyle tanışır. Malatya ve Adıyaman’da iki yıl
(1931) öğretmenlik yapar. Daha sonra şiirleri ve yazıları nedeniyle
öğretmenlikten ihraç edilir, hapse girer. Hapisten çıktıktan sonra sürgün
günleri gelir. Döndüğünde beş parasız, işsiz ve kimsesizdir. Yazdığı romanlar
ve şiirler kaybolmuştur. Babiali’de hiç tanıdığı kalmamıştır. Bir yandan
çeşitli işlerle hayatını kazanmaya uğraşırken bir yandan da yazmayı sürdürür.
Kitapları ise ancak 1960’dan sonra yayımlanır.
“Kutsal
İsyan”, gerek belgelere gerekse
Kurtuluş savaşını yaşamış kişilerin anılarına dayanılarak yazıldığı için bence
çok kapsamlı ve gerçeklere dayanan bir destan... Atatürk’ün hayatını da
kapsamlı şekilde ele alan, Tanzimat’tan Kurtuluş Savaşına ve Yunan ordusunun
Ege’den denize dökülüşüne dek en ince ayrıntılarıyla anlatan beş ciltlik kitap
dizisi... Kahramanları gerçek yaşamda yer almış, çoğu asker kişiler... Yazar
sadece olayları aktarmıyor bize, roman kahramanı kişileri asker yanları ve
yaptıkları kadar insan yanları, duygu ve düşünceleriyle de anlatıyor. Sıkı bir
örgüyle olayları birbirine bağlarken bir roman anlatımıyla ilgiyi ve merak
ögesini diri tutarak kitapların bir solukta okunmasını sağlıyor.
Mutlaka
okunması gerek.
Hasan İzzettin Dinamo’nun
bir başka romanı “Anadolu’da bir Yunan
Askeri”... Kurtuluş savaşı sırasında birliğinden koparak Anadolu’da
kalan, dağlarda saklanan bir Yunan askerini anlatıyor bu kitabında.
Bunlar
dışında Kurtuluş Savaşı öncesini ve
yıllarını anlattığı “Öksüz Musa, Ateş
Yılları, Savaş ve Açlar” gibi pek çok kitabı da var.
Hasan
İzzettin Dinamo, hak ettiği yeri bulamamış bir yazarımız... Yeni nesiller
yazarı ve kitaplarını tanımazlar. Tanıtılmak için gösterilen çabalar pek azdır.
Sağlığında “Yok” sayılan, görmezden gelinen, hapis ve sürgünlerde unutulmaya
terk edilen şair/yazarı ne yazık ki yenilerde yayınlanan araştırmalarda da pek
görmemekteyiz. Mürşit Balabanlılar’ın
hazırladığı kapsamlı çalışma olan “Türk
Romanında Kurtuluş Savaşı” adlı kitapta Hasan İzzettin Dinamo’dan uzun
uzun söz edilirken, İnci Enginün,
Zeynep Kerman ve Selim İleri’nin hazırladığı “Kurtuluş Savaşı ve Edebiyatımız” adlı antolojide Hasan İzzettin
Dinamo’dan hiç söz edilmemektedir! Yine Selim İleri’nin hazırladığı “ Türk
Romanından Altın Sayfalar” kitabına da
alınmamıştır. Fethi Naci’nin romanla ilgili kitaplarında da yoktur. Bu da ilgi
çekicidir.
Kurtuluş
Savaşını anlatan romanları yazanlardan bir kısmı, dinledikleri olaylara ya da
araştırmalara dayanarak savaşı anlatmışlardır. Bir kısmı ise savaşı birebir
yaşayanlardır. Halide Edip Adıvar da bunlardan biridir.
Halide Edip Adıvar, “Türkün Ateşle İmtihanı” kitabında Kurtuluş Savaşı güncesini tutmuş. Gün
gün savaşın ilerleyişine birinci ağızdan tanıklık etmiştir. Mondoros Antlaşmasından ve İstanbul’un
müttefiklerce işgalinden sonra İstanbul’daki olaylardan başlayan kitap, savaş
sonuna dek Mustafa Kemal’in yanından ayrılmayan Halide Edip’in anılarını
içerir.
Yine Halide
Edip’in “Ateşten Gömlek” ve “ Vurun Kahbeye” adlı romanları da Yunan
işgali ve Kurtuluş Savaşı sırasında
geçer. “Ateşten Gömlek”, 1922
yılında, Kurtuluş Savaşı üzerine yazılmış ilk romandır. Yazarın 1912 yılında
yazdığı “Yeni Turan” romanı ise
çöküş dönemindeki Osmanlı İmparatorluğunda Turancı özlemleri dile getirir.
Kurtuluş
Savaşını anlatan diğer romancılara da
kısaca göz atarsak bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
İlhan Selçuk, “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı” kitabında Yüzbaşı Selahattin Beyin anılarını
düzene sokup romana dönüştürerek kitap haline getirmiş. Balkan Savaşından
başlayarak Basra’ya, Kurtuluş Savaşından Cumhuriyetin ilk yıllarına uzanan bir
destan bu...
Hıfzı Topuz’un
İstanbul’un işgalini ve işgale direnişi anlattığı romanı “Çamlıca’nın Üç Gülü” bu konuda çok
başarılıdır. “Gazi ve Fikriye”
romanı da yine Kurtuluş Savaşını anlatır.
Peyami Safa’nın “ Sözde Kızlar” romanı da yine Yunan işgali sırasında geçer.
Kemal Tahir’in “Esir Şehrin İnsanları”, “Esir Şehrin
Mahpusu” ve “Yorgun Savaşçı” romanları
ise Kurtuluş Savaşı öncesi ve sırasında yaşananları anlatır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban”, “Ankara”,
”Sodom ve Gomore” romanları, Aka Gündüz’ün “Dikmen Yıldızı”, Reşat Nuri
Güntekin’in “Yeşil Gece” romanı, Mehmet Rauf’un “Halas” romanı da
Kurtuluş Savaşının çeşitli dönemlerinde geçen olayları anlatırlar.
İlhan Tarus’un “Vatan Tutkusu” romanı Ege’de Kurtuluş Savaşı sırasında geçer ve
Osman Efe’nin hikâyesini anlatır. “Var
Olmak” ve “Hükümet Meydanı”
romanlarında da yine Kurtuluş Savaşının çeşitli yönleri konu edilir.
Tarık Buğra’nın “Küçük Ağa” ve “Küçük Ağa Ankara’da” romanları da Kurtuluş Savaşını konu alır.
Talip Apaydın’ın üçlemesi “Toz Duman İçinde”, ”Vatan
Dediler” ve “Köylüler” romanı da Kurtuluş
Savaşını anlatır.
Atilla İlhan’ın “Sırtlan Payı” ve “ Dersaadet’te
Sabah Ezanları” romanları Kurtuluş Savaşına
hazırlayan nedenlere eğilirken “Allahın
Süngüleri” tamamen Kurtuluş Savaşını anlatır.
Mustafa Yıldırım’ın
Ege’de düşmana direnişi anlatan romanı “Ulus
Dağına Düşen Ateş”ini özellikle Egeli gençler okumalıdır.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Sahnenin Dışındakiler” romanı Kurtuluş Savaşının dışında kalan
İstanbul’u anlatır.
Mithat Cemal Kuntay’ın “Üç İstanbul” romanı,
Ahmet Altan’ın “Kılıç Yarası” ve “İsyan
Günlerinde Aşk” romanları, Beşir
Ayvazoğlu’nun “Bozgunda Fetih Rüyası” adlı Yahya Kemal’in hayatını
anlatan romanı, benim “Yorgun ve
Yaralı” adlı romanım ise Kurtuluş Savaşı öncesi dönemleri, savaşı
hazırlayan nedenleri anlatır.
Günümüz
yazarlarından Celal Hafifbilek’in
“Ankara 1920” adlı romanı, Buket
Uzuner’in “Gelibolu” su, Ali Arslan’ın “ Ama Sevgi Kalmalı”
romanı, Handan Öztürk’ün “Mor Tecavüz”ü,
Erkan Karagöz’ün “Rus Kızı Vasilisa”sı,Mehmet Coral’ın “13 Eylül 1922” adlı
romanı, Ayla Kutlu’nun “Bir Göçmen
Kuştu O” ve “Emir Beyin Kızları” romanları, Zerrin Koç’un “Islak Kentin İnsanları”, Atilla Birkiye’nin “Bir Yıldız
Kaydı” romanı, Ayşenur
Yazıcı’nın “Bedriye” romanı, Şemsettin Ünlü’nün “İsmet Paşa’nın Ağır
Topları” da Kurtuluş Savaşı öncesi ve sırasını anlatan romanlar arasında
sayılabilir.
Yılmaz Karakoyunlu’nun “Çiçekli Mumlar Sokağı” ve
“Üç Aliler Divanı”, İttihat Terakki
döneminden Cumhuriyete uzanan dönemi anlatan romanlardır.
Son
dönemde Turgut Özakman’ın
yazdığı “Çılgın Türkler” kitabı
da Kurtuluş Savaşını
anlatmaktadır. Tamamen belgelere dayanan, büyük emeklerle hazırlanan bu kitapla
Kurtuluş Savaşını öğrenmek mümkündür.
Samim Kocagöz’ün “ Kalpaklılar” ve “Doludizgin” romanlarını da unutulmamalıdır.
1916
yılında Söke’de doğan Samim Kocagöz’ün ailesi Yunan işgali nedeniyle Muğla’ya
göç edince Kurtuluş Savaşı yıllarını burada geçirirler. Döndüklerinde Söke’nin
yakılıp yıkıldığını görürler. Çocukluk yıllarında yaşadığı pek çok olay Samim
Kocagöz’de derin izler bırakır ve onu daha sonraki yıllarda Kurtuluş Savaşını
anlatan romanlar yazmaya iter. Söke Müdafayı Hukuk Cemiyetinin genel sekreteri
olan babası Kocagözoğlu Şükrü Bey, kurtuluş Savaşına önemli katkılarda bulunmuş
biridir. Amcası da savaşa katılan kahramanlardan biridir. Teyzesinden dedesine
kadar aile içinde Kurtuluş Savaşını yaşayan ve anılarını Samim Kocagöz’e
aktaran pek çok kişi yanında, o çevrede yaşayan pek çok savaş kahramanı da
vardır, anılarıyla Kocagöz’e yardımcı olmuşlardır. Bunlar dışında, Samim
Kocagöz, “Kalpaklılar” ve “Doludizgin” romanlarını,
özellikle “Söylev” den ve çeşitli askeri belgelerden de yararlanarak yazmıştır.
Burada
tarihi roman yazarının araştırmacı olması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Tarihi roman yazmak, gerçekleri yansıtmak sorumluluğunu getirir yazara. Bu da
sıkı bir araştırma ve bilgi birikimini gerektirir.
***
Yararlanılan Kaynaklar:
- Türk Romanında Kurtuluş Savaşı, Mürşit
Balabanlılar, T. İş Bankası Kültür Yayınları 2003
- Kurtuluş Savaşı ve Edebiyatımız, İnci
Enginün, Zeynep Kerman, Selim İleri, Oğlak Yayıncılık 1998
- İzmir’in İçinde, Samim Kocagöz, Dünya
Yayıncılık, 2004
- 60 Türk Romanı, Fethi Naci, Oğlak Yayıncılık,
1998
- Kıskanmak, Fethi Naci, Oğlak Yayıncılık,
1998
- Türk Romanından
Altın Sayfalar, Selim İleri, Doğan Kitap, 2001