Sorun İnternet'te Değil, Ne Aradığını Bilmeyen Eğitim Sitemimizde
İnsanlık tarihinin birbirinden
önemli dönüşümlerinden biri de sanayi toplumundan bilgi çağına geçiştir ki, bu
geçişte en belirleyici unsur İnternet. Günümüz insanının iletişim erişim
hızını, SANİYELERE İNDİREN bu teknoloji sayesinde bugün dünya küçülmüş,
küreselleşme denilen kavram ortaya çıkmıştır. Çağı yakalamak isteyen toplumlar
kısa sürede bu teknolojiden yararlanmak için gerekli altyapıyı
oluşturmuşlardır. Sanırım bugün batı toplumlarında mektubun ve telefonun
işlevini artık İnternet iletişimi sağlamaktadır. Eğitim ve öğretim artık uzaktan
eğitim ile İnternet üzerinden yapılmaktadır. Reklam faaliyetleri neredeyse
tamamen İnternet üzerinden yürütülmektedir.
İnternet iletişiminin bizlere sunduğu bu olağanüstü kolaylığın
amaca uygun kullanılıp kullanılmadığı bugün tartışma konusudur. Dokuz yaşındaki
oğlumu zaman zaman İnternet kafelere arkadaşları ile buluşturmaya götürdüğümde
gördüğüm manzara hep beni düşündürmüştür. Pırıl pırıl yüzlerce çocuğun ve
gencin yönettiği makineler, yazışmalar ve dinlenilen müzikler kendimi ister
istemez çocukluk çağımda yaşadıklarıma götürmektedir. Ben çamurdan oyuncak
yapmaya çalışıyordum. Ağaçtan oyuncak yapmak için tahta, ip, tel, bıçak, kibrit
çöpü ararken, bugünküler İnternet'ten oyun indiriyorlar. Günümüz çocuklarının
İnternet'ten indirdiği oyunlar ile yarattığı harikalara bakıyorum, gezindiği
sitelere ve çetleştiği ortama bakıyorum, bazen kendim yapamadığım için
hayıflanıyorum, bazen de bu denli zeki ve yaratıcı bir gençlik görmekten mutlu
oluyorum. Ancak bir o kadar da kullandıkları oyunlardaki savaş oyunları, yarış
rallileri, ve diğer adrenalin yükseltici ilginç oyun denemeleri de beni hep
düşündürmekte ve kaygılandırmaktadır. Acaba iletişim çağının bu denli
nimetlerini yanlış mı kullanıyoruz?
İnternet Zorunlu İletişim Araçlarındandır
Günümüzde her binada elektrik,
su ve telefon şebekesi ne kadar zorunlu ise İnternet bağlantısı da artık bir
zorunluluk haline gelmiştir. Bir çok şirket artık telefon ve normal posta
servislerini devre dışı bırakarak İnternet üzerinden her türlü iletişimi
sağlamaktadır. Günün her saatinde her türlü bilgi alışverişi ve iletişimi
sağlayan olağanüstü bir buluş. Bu olanağı doğru değerlendirip sağlıklı adımlar
ile ilerlemek gerekir.
Unutmayalım ki çağımız iletişim
çağı ve bunun mimarı da İnternet'tir. Her yönü ile yaşamımız değişmiş
bulunmaktadır. İnsanlık bugüne kadar hiç karşılaşmadığı bir yaşam biçimi ile
karşı karşıya. Gelecekte belki de İnternet bağımlılığının yaratacağı yeni
alanlar ve hastalıklarla çok uğraşmak zorunda kalacağız. Önemli olan süreci
doğru yönetmektir.
Doğru Kullanırsanız Yararlı, Yanlış Kullanırsanız Zararlı Olur
İnternet’in amacı bilgi edinmek
ve paylaşmaktır. İnternet kullanarak yapmak istediğiniz işinizi
kolaylaştırırsınız. Ancak İnternet'in bizatihi kendisi amaç olursa, o zaman
sorun olmaya başlar. Çok güzel bir örnek vardır "küçük bir çakı bıçağı ile
çok güzel iş de yapabilirsiniz, bir insanı da öldürebilirsiniz". Bugün
İnternet ortamlarını gezdiğinizde bir şey yapmak isteyen, yaşı küçük ancak
dinamik bir insan topluluğu görürsünüz. Bu çocukların ve gençlerin ilgi alanı
ve uğraşıları kendilerine sunulan ortam ile doğrudan ilgilidir. Son günlerde
Trabzon geneline mal edilen ve Hrant Dink'in öldürülmesi ile başlayan İnternet
tartışması da bence yanlış bir tartışma. Zanlı İnternet kefeye takılıyormuş, oradan
bazı arkadaşlar ile iletişime geçmiş ve de İnternet ortamının yarattığı etki
ile cinayet işlemeye merak salmış deniliyor. Sanırım bu çok yanlış bir yaklaşım
ve akıl yürütme yöntemidir. Evet İnternet ortamında oynatılan oyunlar kişileri
daha maceracı yapıyor, ancak İnternet'in suçlamak ile olmaz. İnternet kafe
olmaz ise marketten aynı oyunu CD ile alır evinde oynar. Nihayet bir çok aile
öyle yapıyor. Pekala, her gece aynı TV ekranında peş peşe ağalığı, silahı,
kadın üzerindeki söz sahipliği ve nihayet işlenen cinayetlere ne demeli?
Yetersiz altyapı, kırsaldan kentlere göçmek zorunda kalan ve varoşlara sığınan
insanların ruh hali? Gelir dağılımındaki artan adaletsizlik, işsizlik ve
yetersiz eğitimin yarattığı ortamın bu
tür suçları teşvik edeceğini ortaya koymuyor mu?
Günümüz gençliğinin güce dayalı
kendini gerçekleştirme anlayışı
maalesef çok kolay manipule edilmektedir. Bugün din, dil, ırk, mezhep
üzerinde kolaycı söylem ve tutumlar ile gençleri belirli yerlere kanallize eden
unsurların olduğu bir gerçek. Yetersiz ekonomik koşullar ve fakirlik nedeniyle
gençliğe sunulan para, silah ve cinsellik gibi güç unsurları gençleri pençesine
alabiliyor. Kendisini ifade edecek parası olamayan, kişinin eline verilecek bir
başka güç unsuru silah çok kolayca 17 yaşındaki bir genci ciddi suç işlemeye
itecektir. Sosyal psikologların bu ve benzeri konularda daha fazla aydınlatıcı
açıklama yapmaları yararlı olacaktır.
Sorun İnternet'ten Değil, Eğitimsizlikten Kaynaklanıyor
Ülkemizin hedeflediği muasır medeniyetler çağını yakalayabilmesi
için mutlaka bilgi çağının gereği olan süreçleri yakalaması gerekir.
İnternet'in suçlu görmek ile değil, buraların kullanımını doğru değerlendirmek
gerekir. Ülkemiz insanının nitelikli eğitime kavuşmasını ve çağın bütün
nimetlerinden yararlanmasının önemini ortaya koymak gerekir. Türkiye bu süreci
kaçırırsa bir daha belki çok uzaktaki bir baharda dünyanın sayılı ülkesi olur.
Madem bu kadar genç bir nüfusumuz var, gençlerimiz yaratıcı ve zeki, bu
çocukları eğitmek, olanak sunmak, iş imkanı yaratmak gerekir. Bunu yapmaz isek
gençlerin gideceği yer belli. Herhangi bir "izm"in kuyruğuna takılmak
zorunda kalır. Çocuğun çevresi ne ise, çocuk da oraya benzeyecektir. Trabzon'da
ise başka, İzmir'de ise başka, Van'da ise başka bir gruba katılacaktır. Bu
çocukları suçlamak yerine, bizim insanımızı ne kadar eğittiğimiz, ne tür
ortamlar yarattığımız düşünmeli ve geleceğe ilişkin gençlerimiz için alternatif
yeteneklerini geliştirme ortamları sunmamız gerekir.
Önemli olan ne aradığını bilmektir. Aileler ne tür
bir çocuk yetiştirmek istediklerini bilmeleri ile başlamalıdır. Ne aradığını
bilen veya ne aramadığını bilen bir bilince sahip isek çok da korkmamak gerekir
diye düşünüyorum.
İnternet İletişim Özgürlüğüdür
İnternet'i suçlu göstermek
yerine, bireyi ve toplumu eğitmek için kapsamlı ve sonuç alıcı proje üretmek
gerekir. İnternet şirketleri de değişik filtre sitemleri ile anne ve babalara
yardımcı olarak çocukların zararlı yayınlara ulaşması engellenmektedir. Tabii
zararlı yayın nedir sorusu akla gelebilir. Çin 100 bin kişilik dev bir ordu ile
kendince zararlı ve yabancı yayınları filtrelemeye çalışıyor. İran benzer
şekilde zararlı yayını engellemeye çalışıyor. Ancak nafile.
Bilgi Hep Kontrol Edilmek İstenir Olmuştur
Ülkemizde de bazı
üniversitelerde İnternet kullanımına sınırlama getirmeye çalışılmış anacak
insanların özgürlüğüne müdahale edildiği gündeme gelince geri adım atılmıştır.
Bugün
başta üniversiteler olmak
üzere bir çok kurumun en kritik merkezleri bilgi işlem
merkezleridir. Genelde
bilgi kontrol edilmek istendiği için yöneticiler bilgi
işlem merkezlerini
ellerinde tutmak istemektedirler. Bilgi işlem merkezleri
güçlü kurumlar,
gerçekten güçlü kuruluşlardır. Her şeye rağmen
günümüzün biricik özgürlüğü
İnternet'tir. İnşallah onu da yasaklamazlar.
Üniversiteler Ne kadar
Bilgisayar Kullanıyor
Bugün çağı yakalaması gereken
genç beyinler yerine halen bilgisayar kullanamayan yüzlerce üniversite hocası
bulunuyor. Bu hocalar nasıl çağını yakalayacak? Genç gözüküp yaşlıdan daha
yaşlı beyinlere ne demeli? Tabii burada sorgulanan üniversite öğretim üyesine
biçilen toplumsal ve tarihsel misyon. Neden sıradan insan bilgi işlemi
üniversite hocasından daha erken kavrıyor ve kullanıyor da bilgiyi oluşturma
görevi ve sorumluluğu yüklenmiş bilim adamı neden yerine getirmiyor. İnternet kullanımını bilmeyen akademisyenin
durumu ise, bu yazının içine zaten sığmaz.
Adana'nın tabla kebapçılığından
yerleşik alana geçen kebapçı İbo WEB sayfası kullanıyor, e-mektup ile sipariş
alıyor. Türkücülerin e-mektup adresi ve web sayfası var. İbrahim Tatlıses bile
web kullanırken, çağı yakalaması gereken bazı Türk bilim adamları nedense halen
bırakın e-mektup göndermeyi daha bilgisayar bile kullanamıyorlar. Peki nasıl
yakalayacağız ışık hızı ile ilerleyen dünyayı?
Bilgi çağında at sırtında giderek yol alınırsa yarın daha büyük sorunlar oluşur.
Toplumu Eğitmek
Zorundayız.
Sorunun yeniden tartışılması
gerektiği kanısındayım. Sorun İnternet veya kafeler değil, sosyal ortamdan
kaynaklanıyor. Bozulan gelir dağılımı, ifade edilemeyen duyguların güç ilişkisi
ile iletilmesinden kaynaklanıyor. Yapılması gereken, silahlı güç değil, ciddi
ve nitelikli bir eğitimle, düşünen, sorgulayan, ve kendisine sahip, her yönü
ile donanımlı bir nesil yetiştirmektedir. Yoksa yumurta tavuk örneği ile
birbirimiz ile uğraşırız. Eğitim bugünkü unsurları bilgi teknolojisidir. Bunu
da doğu ve amacına uygun kullanarak gelişeceğiz.
Gençliği Eğitmek Zorundayız
Bugünkü hali ile ülkemizi
ileriye taşımamız zor görülüyor. Bir çok ülkenin toplam nüfusundan çok daha
fazla gençliğe sahip Türkiye'nin bir an önce 20 milyon gencini geleceğe nasıl
hazırlaması gerektiğinin planlarını yapması gerekir. Gençliği geleceğe
hazırlamak için doğru bilgilendirme ortamları yaratmamız gerekir. Bu ortamlardan
biri de İnternet'tir. İnternet'i yasaklamak değil, teşvik ederek gençliğimizin
dünyadan haberdar olmasını sağlamamız gerekir. Kendisini ve dünyayı bilmeyen
bir kişiden ne kendisine ne de topluma fayda gelir.
Ne Aradığını Bilmek Önemli
Bugün ülkemizde yaşanan ve
birçoğumuzun olmamsı gerektiğini arzuladığımız sorunların kültürel yapımızdan
kaynaklandığı rahatlıkla görülmektedir. Gencecik, eğitilmemiş ve çevrenin
etkisinden kalan kimseyi suçlayamam.
Bir bütün olarak baktığımızda
sorun İnternet'te değil.
Ancak sorunun temelde ne
aradığımız veya ne aramadığımızı bilmediğimizden kaynaklanıyor.
Sorun olaylara ve yaşama
bütünsel bakamamaktan kaynaklanıyor, sorun plan program yapamamamızdan
kaynaklanıyor.
Sorun yoksulluk ve işsizlikte,
Sorun eğitimsizlikte,
Sorun aktardığımız ya da
aktaramadığımız değerlerde, bakış açımızda, dünya görüşümüzde yatıyor.
Sorun yaşama ve geleceğe nasıl
baktığımızda yatıyor.
Hepimize
toplumu sağlıklı ve yaşanılabilir bir ortama kavuşturma konusunda büyük görev
düşmektedir. Sorumluluk sahibi kişi sorumluluk sahibi nesil yetiştirecektir.
Hepimizin okuyarak aydınlanarak farkına varılabilirliği sağlamamız gerekir. Biz
ne yapacağımızı bilmiyorsak çocuğumuz nereden bilecektir?