*Suçlu Ayaya Kalk!

 

Suçlusunuz ve cezanýz kitap okumak" der hakim ve hapis yerine kitap okuma cezasý alan Türk gencimiz de þöyle karþýlýk verir: "Allah düþmanýma böyle ceza vermesin... kitap delikanlýyý bozar, normal ceza ver hakim bey. Çok utanýyorum. Herkes bana gülecek. Ýþkence gibi... Ha evde bulaþýk yýkamýþsýn ha kitap okumuþsun farketmez". 

Sonrasýnda kitap okumanýn o kadar da delikanlýlýðý bozmayacaðýný fark eden genç, bir de okuduðu kitaplardan edindiði bilgiyle bir bilgi yarýþmasýna girip; üstüne para kazanýr ve bilginin para kazandýrdýðýný fark edip artýk mahalle kahvesinin önünden boynu bükük geçmek yerine hava atar ahaliye. Kitap okumak cezadýr. 

Kitap okumak ayný samanda suçtur da; ülkemiz tarihinde çok aðýr bedellerin ödendiði büyük bir suç hem de. Evlere yapýlan baskýnlarda bulunduðunda sahibini hapse ve iþkenceye götüren bir suçtur kitap. Fakat ne yazýk ki bavullara istiflenip saklanan ya da yakýlan o kitaplar dünyada kim bilir kaçýncý baskýlarýný yapýyorlar.. Ve elbette o zararlý kitaptan yazanlarý da yok etmek için de ne hazin çabalar harcandýlar.

Peki edebiyata edebiyatçýlarýn yaptýðý suçlar? Ýntihal yapanlar, edebiyatý tanýnmaz hale getirip üstüne þan þöhret ve pata kazananlar, tarihi çarpýtýp onu yeniden kurguladým diye satanlar, eserin yaratýcýlarýndan, çevirmenlerinden ve emekçilerinden para kaçýrmaya çalýþanlar, devrin egemenlerin yalakalýðýný yapýp kendi deðersiz kitaplarýný bilmem kaç bastýrýp ülkenin dört bir yanýna daðýlýp gerisinin üstünü örtmeye çalýþanlar, genç yazarlara þans tanýmayanlar, iyi olmayana iyi diyenler... Onlarýn suçlan yeterince ortalara dökülüyor mu cezalandýrabiliyor muyuz onlarý?

Edebiyatýn temize çýkmasý için bir þey yapýyor muyuz? Dahasý suçlunun kim ve suçun ne olduðunu görebiliyor muyuz? Yoksa sadece kendi küçük edebi dertlerimize düþtük de etrafa gözümüzü kulaðýmýzý sýkýca kapamaya mý çalýþýyoruz? Tüm bunlarý yapmamak kendi daraðacýmýzý hazýrlamak deðil mi? Kitap yazmak ve okumak için önce kendimizden baþlayarak hesap sorma ve suçlularý bir bir ayaða kaldýrma vaktimiz hâlâ gelmedi mi?

Edebiyat kendi sayfalarýnda insanlýða dair tüm suçlarý anlattý, hepsiyle bir bir hesaplaþtý, tüm tarihi ve toplumu sanýk sandalyesine oturttu. Ama kendini ne doðru dürüst savunabildi, ne de yelerince koruyabildi. Çünkü okuyanlar edebiyat için yeterince savaþmadýlar...

*Dergimize bir gazete/ dergi küpürü olarak ileten Zafer Yalçýnpýnar'a teþekkürler.

  
  H@VUZ