Gazetelerin
magazin sayfalarında ya da magazin
dergilerinin arka sayfalarında “yıldız falı” adı altında günlük burç yorumları
yer alır. Ne yazık ki bu yıldız falları
Astrolojinin kişilerin zihninde gerçek anlamından tamamen farklı bir yere
taşınmasına yol açar. Oysa, Astroloji yıldız falı değil, bir “yol haritasıdır”.
Astroloji ilk medeniyetlerden günümüze ulaşmış olan kadim bilgileri bünyesinde
toplayan bir bilim dalı olarak kabul edilir.
Astroloji insanın var oluşundan itibaren var olan kadim bilgileri, sembollerin
dili ile günümüze taşıyan bir yorum sanatıdır.
Astrolojinin nasıl bir geçmişi vardır?
Dünyanın
inceleyebildiğimiz ilk medeniyeti M.Ö. 3000’li yılların başında şimdiki Irak’ta
olan Tegris ve Euphrates (Dicle ve Fırat) nehirleri boyunca ortaya çıkmıştır.
Buradaki insanlar büyük bir topluluk olmaya başlayarak kendi ülkelerini;
Sümer’i oluşturdular. Sümerlerde oluşan rahipler sınıfı aynı zamanda ilk Astrologlar
topluluğuydu. Hayatın gerçeklerini anlamaya çalışan Sümerli rahipler
yıldızların hareketlerini inceleyerek önemli ölçüde yol aldılar. Yeryüzünde
meydana gelen bir olayın, gökyüzündeki yıldızların hareketleri ile aynı zamana
rastladığını fark ettiler. Bu eş zamanlamanın daha sonra tekrarlanması ile
olaylar arasında bağlantı olduğunu düşündüler. Bunun sonucunda Sümerler
matematiksel gerçekleri fark etmeye başladılar. Gökyüzündeki yıldızların
hareketi, Ay tutulması, Venüs’ün görülmesi ve yok olması hep önemli olaylar ile
birlikte oldu. İşte bu dönem tahmini olarak Astrolojinin ilk başladığı zaman
olarak kabul edildi..Sümerlerin yaptığı bu tahminler 1500 yıl sonra Asur’lar
arasında da görüldü..
M.Ö. 900 yılında Sümer ve Akad ülkesi Kaldean diye bildiğimiz kavim tarafından
istila edildi, Babil başkent oldu. Kaldeliler ciddi olarak yıldızları incelediler
ve bugün bildiğimiz Astrolojiyi oluşturdular. Güneşin de diğer gezegenler ve Ay
gibi belirli bir eksende gezdiğini fark ettiler (ekliptik) ve Sümer Zodyak’ında
18 olan burç sayısını 12’ye indirerek Güneş Burcu Astrolojisinin temelini
attılar. Güneş’in insan karakteri ve duyguları üzerindeki etkilerini çözdüler.
Her bir Zodyak işaretini 30’ar derecelik açılara böldüler ve bu, Güneş, Ay, ve
diğer gezegenlerin pozisyonlarının daha gerekçi olarak görünmesini sağladı.
Agamemnon dönemi diye bilinen Perslerin Mezopotamya’daki hakimiyetleri
döneminde ise kişisel doğum haritası (horoskop) ortaya çıktı. Güneş, Ay ve
gezegenlerin yerlerinin ve hareketlerinin burçlar kuşağında hesaplanması ile
birlikte kişinin doğuşu, karakteri ve bir anlamda “yaşam planı” sembolleşmiş
oldu.
Astroloji Eski Mısır’dan Araplara ve oradan da Yunanlılara geçti. Roma
imparatorluğundan da tüm Avrupa’ya yayıldı. Astroloji Avrupa tarafından hızlı
bir şekilde benimsendi ve bir çok kral saraylarında Astrologları görevlendirdi.
Papa’dan başlayarak kardinaller ve büyük din adamları Astrologları danışman
olarak kullandılar. Astroloji’nin 16. yüzyılın sonlarına kadar süren öneminin
nedeni burçların sağlıkla ilgili olduğuna inanılmasıydı. Vücutta her organın
bir burç tarafından yönetildiği fark edilmişti. Bu nedenle doktor olmak isteyen
bir kişi tıp fakültesine gitmek istediğinde Astroloji eğitimi de almak
zorundaydı. İşte bu yüzyılda adı unutulmayan bir Astrolog ortaya çıktı. Ünü
günümüze kadar gelen bu kişi “Nostradamus” idi.
Aynı yüzyılda yaşayan astronom Kopernik Güneş’in gezegen sistemimizin merkezi
olduğu tezini ortaya attı; bu tez benimsenince Astronomi ile Astroloji
birbirinden ayrıldı. Böylece Astronomi daha büyük önem kazanırken Astroloji
değerini yitirmeye başladı. 17. yüzyılda ise Kilise bu sanatı yasakladı ve
ilgilenenlerin sayısı azaldı.
Avrupa’da değerini kaybeden hatta unutulan Astroloji 19. yüzyılda ABD’de ilgi
toplamaya başladı. Günümüzde kullanılan modern Astroloji ABD’de yeniden doğmuş,
burada geliştikten sonra dünyaya yayılmıştır. Amerikalı Astrologlar eski
çağlardan gelen bilgileri değerlendirip bunlara kendi öğrendiklerini
eklemişlerdir. Günümüzde pek çok Astrolog yeni kuralları ortaya koyarak bu
sanatı geliştirmektedir. Ayrıca Astroloji Türkiye’de aralarında olmak üzere,
dünyanın pek çok yerinde okullara girmiş, bu konuda kurslar açılmıştır.
Babil’de doğup, aradan geçen binlerce yıla rağmen önemini ve insanların ona
olan ilgisini kaybetmeyen Astroloji, bugün en eski ve değerli öğretilerden biri
olarak varlığını sürdürmektedir.
Tüm
zamanların bilgisini özünde barındıran Astroloji Kuantum fiziğinin
prensiplerinden yararlanır.
Kuantum
sahasında insanların düşünce ve davranışları geçmişte yaşadıkları, doğumla
birlikte ya da anne karnında aldıkları etkilerle biçimlenir. Bir şekilde kayıt
ettiğimiz bu olaylar beyin kimyamızı, yani duygularımızı etkiler. Bu
kimyasallar hücrelere elektronik sinyaller olarak taşınır, böylece duygular
daha önceki elektrik sinyallerinin otomatik olarak devreye girmesi şeklinde
tanımlanır. Bizler çekirdek inançlar geliştiririz ve tüm yaşamımızı bu
inançlara ve kalıplara dayandırabiliriz. İşte Astroloji bize bu olası
inançlarımızı ve kalıplarımızı söyleyebilir… Buna potansiyel gecmis yasam
etkilerini de ekleyebilir.
Kuantum
Fiziğine göre gözlem yapan gözlemlediğini değiştirir. Biz kendimizi
gözlemleyerek değiştirebiliriz. Ancak bunu olumlu yönde yapabilmemiz için, tarafsiz
olmamiza engel olan tum kök kaliplari temizlememiz gerekir. Astroloji
bu bütünselliği anlamamıza yardim eder.
Bizler “bütünün” içindeki yerimizi kendi
içimizdeki gözlemciye göre belirleyip, bütünle uyumlu hale getirme çabasındayız
aslında. İşte haritamızdaki gezegen etkileri burada devreye girer ve Astroloji
bu noktada “gözlemciye” kendi yaşamını gözlemlemek, onu geri ceken icsel
inanclari birakmak, mevcut potansiyelini ortaya çıkarmak, yeni ve daha verimli
deneyimler yaratmak farkindaligini sunar.
Yüksek
bilinç ve ileri teknoloji çağı olan Kova çağına doğru ilerlediğimiz bu dönemde,
Astroloji kişilere doğum haritalarındaki tüm potansiyellerini açıklayabilen,
var olan engellerini kaldırarak kendilerini gerçekleştirebilmeleri için rehberlik
eden, sonsuz potansiyeller evreninde, kozmik zamanımızın neresinde
olabileceğimizi bize işaret eden, kendi gücümüzü kendi elimize alarak
geleceğimizi yaratabileceğimizi bize anlatan bir ruhsal rehber; önemli ve kadim bir evrensel kaynaktır.
Sevgi
ve ışıkla...