*Peymani - Tılsım
(arka kapak metmi)
Osmanlı'da
bu tür muskalar, tılsımlar; savaşlara
gidenler, yeniçeriler, sevdalılar, ruhi bunalımlar
için
çok kullanılmış ancak sonra bu ilim gözden
düşmüştü.
Ama
siz buna ilim dediniz.
Evet
öyle dedim. Bu ilim, bütün ilahi dinlerin
felsefesi
içinde yer almış. Her varlığın bir kalbi vardır. İslam
dininin
de kalbi Fatiha suresidir. Bu ilim, surenin 7 ayetinin toplamı 28
sayısı ile başlamış ve Haccac zamanında sesli harfler eklenerek son
halini almıştır. Bu konuda en büyük başarı ise,
hayatın
bütün gizemlerini barındırdığına inanılan ve
tılsımların
anası olarak bilinen Peymani'de
görülmüştür. Paha
biçilemeyen bu tılsım, bütün dinlerin
üzerinde
bir manevi değerinin olduğu rivayet edilir...
Gayrimüslim
bir işadamının mezarlıkta ölü olarak bulunmasıyla
başlayan olaylar
zinciri, işadamının ölümünden önce
yeğenine verdiği bir tılsım ile tarihin
derinliklerine kadar uzanır.
Roman:
Peymani - Tılsım
303 sayfa, 2. hamur, ISBN: 9758724673;
Boyut: 13x21cm; Baskı Tarihi: Mayıs
2006 (İstanbul); Türkçe.
Yayın evi: Selis Kitaplar
Çatalçeşme
Sk. Nuri Tezer Apt. No:3/1
D:3 Cağaloğlu - İST.
Tel:
0212 520 05 57 -514 56 53-54 Faks: 0212 520 05 58
http://www.seliskitaplar.com/main.htm
Direkt
sipariş:
http://www.kitapyeri.com/index.php?sayfa=2&id=10555&tur=1
Kitabı
ayrıca yazarından imzalı olarak da temin edebilirsiniz.
peymani@mynet.com
Mobil: +90 (0) 533 619 95 70
Romanın Konusu
PEYMANİ-TILSIM
adlı roman tarih ve edebiyat severlerin fantastik tarzından severek
okuyacakları bir roman.
Roman; Üzeyir Amca adlı gayrimüslim bir iş adamının
Baki adındaki yeğenine vermiş
olduğu PEYMANİ adlı bir tılsımla başlar ve tılsımın
1850 yıllardan başlayarak tarih süreci
içerisinde yaşanan gerçek olaylardan
süzülerek bu günlere
gelişini anlatır.Ancak Üzeyir amca tılsımı Baki adındaki
yeğenine verdikten
kısa bir süre sonra bir Müslüman
mezarlığında bıçaklanarak
öldürülür.
Baki tılsımı önemsemez. Amcasının vefat törenine
geldiğinde İstanbul’u gezmek ister.
Galata’da dinlenmek için oturduğu bir
çay ocağından amcasının ona hediye ettiği
zarf içersindeki
tılsımı takım elbisesinin
içinde bulur ve açar. Boynuna taktığında,
günün vermiş olduğu yorgunlukla çay
ocağında tılsımında ona vermiş olduğu ağırlık ve rehavet ile masada
uyuyuverir.
Ve her ne olursa o saatten sonra olur.
O anda Baki’nin hayalleri onu
yüzlerce yıl öncesine tılsımın yazıldığı zamana
götürür.
Baki’nin uykuya daldığı eski çay ocağı 1850
yıllarda Cenevizlilerin kullandığı
bir han iken Osmanlı zabitleri tarafından dergah yapılmak
üzere satın alınır.
Zira, II Abdülhamit Han Müslümanların az
yaşadığı Galata semtinde gözü kulağı
olabilecek bir mekan açmak istemiştir. Bunu da oradaki
Müslüman ahalinin toplanabileceği
ve dikkati çekmemek için bir dergah kisvesi
altında uygulamaya sokulmuştur.
Zahit denilen Osmanlı istihbarat ajanı dergahta görev alacak
bir tasavvuf ehli ararken, tekkelerin birinde eski
arkadaşı Peyman’a denk gelecektir. Kader bu noktadan sonra
iki arkadaşı yıllar
sonra bu dergahta yeninden bir araya getirir.
Dergah bir yandan
gerçek vazifesini yaparken bir yandan da zahit
Peyman’ın öğrettiği cifir denilen ilim ile şiirlere
yazılan şifreli mesajlar
ile galata semtinde Gayrimüslimlerin saraya karşı
entrikalarını haber verir.
Peyman saf ve kendi halinde bir insan iken, bir anda Galata semtinde
ünlenir.
Ancak hayatta varmak istediği noktanın bu olmadığını hissettiği
sıralarda
karşısına Doktor İsabel çıkar. Aşkın gerçek ve
zahiri anlamları arasında kalan
Peyman, bir yandan cifir ilminin özelliklerini İzak denilen
bir ihtiyardan
öğrenirken bir yandan da İsabel ile İstanbu'da aşkın esrarını
keşfetmenin derdindedir. Zahit
ise dergahta kurduğu istihbarat ekibi ile şifreli mesajları saraya
ulaştırır.
Ta ki II Abdülhamit’in suikast girişiminde
bulunulduğu güne kadar. O gün
Peyman, padişahın kendisinden istediği tılsımı, yani PEYMANİ yi yazar
ve
padişaha teslim eder. O an II abdülhamit’ in
birkaç saniye oyalanmasıyla sultan
ölümden PEYMANİ adlı tılsımın sayesınde
kurtulur. Ancak zahit patlamada ölür ve
arkadaşının öldüğüne
üzülen Peyman ansızın dergahın kurulduğu konağın bir
gece
yanmasıyla ortadan kaybolur. İşte Peyman’ın yazdığı PEYMANİ
adlı tılsım’ın
yazılma hikayesi o gece uykuya dalan bakiye rüyasında
görünür.
Peyman
uyandığından amcasının ona hediye ettiği tılsımın PEYMANİ olduğunu
öğreniyor..
*
Sayın Okurlarımız!
Değerli
arkadaşımız Murat Çavga'nın bu ilk romanını sizlere kapsamlı
bir
şekilde tanıtabilmek için romanın ilk iki (giriş)
bölümünü dergimizin bu ve Ekim
sayısında
yayımlayacağız. Roman hakkında daha fayla bilgi edinebilmenıy
için Esra adında bir okurun yazdığı kısa metnin de bir
bölümünü sizlerle paylaşmak istedik:
"PEYMANİ – Tılsım adlı roman, gerek
konusu ve kurgusu gerekse yazılım
tekniği açısından hoş bir roman. Yazarı (ki tanıdık gelmedi)
Murat ÇAVGA’ya
ayrıca teşekkür ederim. Romanda Üzeyir Amca denilen
(ki ben bunu yakın zamanda
Üzeyir garih cinayeti ile bağdaştırdım) birisinin
ölümü ile başlayan olaylar
silsilesinde ortaya çıkan ve ismi PEYMANİ olan gizemli bir
tılsımın tarihte
nasıl yazıldığı konu ediliyor ve bir anda kendinizi II
Abdülhamit döneminde
buluyorsunuz. Bu dönemde kurulan bir Sufi dergahında kurulan
gizli haber alma
örgütü ile saraya haber ulaştırma
tekniklerinde şiirler cifir denilen bir gizli
ilimle kullanılıyor. O dönemde geçen siyasi olaylar
silsilesinde bir anda
karşınızda zahit, İsabel, Ezoli Usta, Mahremi Kadın, Peyman gibi bir
çok garip
kişilik çıkıveriyor. Kurgu öylesine
gerçeğe yakın ki yaşanan olayların ardında
tekkenin kurucusu olan Peyman’ın yazdığı tılsım II.
Abdülhamit’e düzenlenen
suikastten nasıl kurtulduğuna varana değil gerçekleşen
olaylar zinciri sizi
yine günümüzdeki yaşanan olaylara esrarlı
bir şekilde getiriveriyor. Bence
PEYMANİ bir çok sebepten dolayı ki bu kurgu, tarih, aşk
anlayışı, polisiye
edebiyat olarak incelenmesi ve okunması gerekli bir başyapıt olarak
ilerde hak
ettiği yeri alacaktır.
Kaçırmamanızı tavsiye ederim."