Alman
ve Avrupa toplumuna anlatamadığımız çok şey var.
Bunların
başında namus ve töre cinayetleri geliyor.
Önyargılarından
da arınamayan Alman toplumu, bu tür katliamları Türk
geleneğinden, İslâm dininden kaynaklandığını vurgulayıp
duruyor.
Zorunlu
evlilik için de aynı yargıları duyuyoruz.
Pederşahilik,
sosyal aile yapılarından hiç bahsedilmiyor.
Namus ve aile onuru adına aile
meclisi kararıyla uygulanan infazlar ne Türk geleneğiyle ne de
İslâm yorumuyla
alâkalıdır, bunu teorik ve pratik olarak anlatırsak toplumlar
arası sorunlardan
birini halletmiş oluruz.
Almanya
Avrupa ve Türkiye’deki toplumumuz bu tür
olayları genelde
onaylamadığı bir gerçek.
Fakat; çifte standartları medyada da
görüyoruz bu da Alman toplumunu etkiliyor.
TV
ekranlarına çıkarılan Almanca dilini doğru
dürüst konuşamayan
gençlerimiz bu tür cinayetleri
Türklük ve din adına savunmaları Alman toplumunu “haklıyız,
görüyorsunuz” demelerine
yetiyor.
Erkek milletiz, namusumuza
düşkünüz.
Osmanlı geleneğinden geliyoruz, lan.
Hak ettikleri için
öldürülürler
tabii.
Ben de olsam aynı şeyleri yaparım.
Müslüman’ız, dinimiz
emrediyor ve
yerine getiriliyor.
Uyum
tartışmalarının politikacıları ve toplumun gündeminde olduğu
bu
günlerde Ocak 2005’te kardeşi tarafından sokak
ortasında başına kurşun
sıkılarak öldürülen Hatun
Sürücü’nün mahkeme kararı
ortalığı iyice karıştırdı.
Yurtdışından insan satın alımının
durdurulduğu yıllardan sonra, Almanya’ya gelmek
için bir çok formüller üreten
insanlarımız en son, evlilik yoluyla buralara göç
etmeye başladılar.
Çoğunlukla
ithal damatlar-gelinler daha uyum sağlayamadan, aile içi ve
toplumsal çelişkiler karşısında kaba kuvvetlere kadar işleri
götürdüler.
Doğum
oranları düşen ve “neslimiz
tükeniyor” şikâyetlerinde
bulunan Alman toplumu genç göçmenlere
perspektif
sunamazken tek taraflı “uyumsuzluk” suçlamaları
kalıcı ve sağlam göçmen politikaları
üretememelerinin suçluluğunu da taşıyor.
Buradaki
Türkiyeli toplumun gittikçe ırkçıların
ve şeriatçıların ellerinde
yönlendirilmesi özellikle gençlerimizi
içine kapanık bırakıyor.
Tarikatlar, dergâhlar ırkçı
derneklerin içinde gettolaşıyorlar.
Bu durumda İslâm fobi Türk
fobi’si
Alman toplumu içinde gittikçe
güçleniyor.
İşin
garibi bu olumsuzluklar Alman Nazilerini de
yüreklendiriyor.
Gittikçe
artan yabancılara saldırıların bir örneğini paskalya tatilinde
Brandenburg eyalet başkenti Potsdam’da Alman vatandaşı
Etopyalı ayrıca Almanla
evli bir mühendise yapılan ırkçı ağır yaralamada
görüyoruz.
Toplumlar arası barış
özgürlük,
dostluk ve kardeşliğin bozulması kimlerin yararınadır?
Bunu iyice düşünmek ve alet
olmamak
insanların vereceği doğru bir karar olur.
Herkes yerine.
|