Döneceksin bana biliyorum; zaten o kadar uzağa gitmemiştin
ki
Kendini bir başka gövdede, yolculuğa çıkmış gibi
göstermiştin
Ruhtuk oysa ikimiz; Hâbil mi Kâbil mi hangisi
itilmişti
ölüme ölümsüzlüğü
sunarak diğerine
Sanki yoktu ne
ruh ne gövde ikimizden başka
Bizimle başladı ayrılığı nehirlerin,
dökülüşü denizlere
Belki bizimle... Ve yeniden bir başka evrende hatırlanacak
tarihi gün be gün içinde buluştuğumuz
şehirlerin
Bizden başka kim, Leylâ ile Mecnun, Gülgûn
ile Nergis
Bizden başka kim benziyor bizlere
Şehir dışı bir gezgin, bir göçebe gibi sunduk
kendimizi-
Efes’e, Roma’ya, İstanbul’a
Ölüm: Rüyânın
sönmüş olması; uyku sürse de
Uykusuzluğu yaşıyoruz oysa biz o sonsuz lâmbayı
Tanrıdaki gövdesizliği; arıyor ve buluyoruz yeniden
Döneceksin bana biliyorum o kadar uzağa zaten gitmemiştin
ki
Ezel ebed’i; öncesiz sonrasızı arar gibi
Yaşıyoruz yaşamak buysa o sonsuz lâneti
Döneceksin bana biliyorum; zaten o kadar uzağa gitmemiştin
ki