ana sayfa / editorial / içindekiler / h@vuz'dakiler (biyografi)
 iletişim-erişim/  yapıt gönderme yerleği /  ilkelerimiz / arşiv

 
Yaşayan Eski Ankara Evleri

   



 

“…Ev, bizim kültürümüzde, en kapsamlı tanımlamalardan biri: Hem başlıca "yaşam yapımız", hem ailelerimizin odağı, ocağı, yuvası, hem de içsel bir mekân olarak varlığımızın özü, canevimiz...

Haluk Sargın`ın "Yaşayan Eski Ankara Evleri", bir mimari ve kültür destanı... Aynı zamanda, sosyolojik gözlemlerle dolu bir görsel epik... Hem bir nostalji belgesi, hem günümüz yaşamının bir kesiti... Bir yandan  da tarihî eser değeri taşıyan kültür varlıklarının ihmal edilişine karşı güçlü bir eleştiri.

Ankara`nın ev mirasını yetkililer, geleceğe armağan etmeyecek, edemeyecek, ama Haluk Sargın onları belgeleyerek kurtarıyor. Çektiği fotoğraflar, hem fotoğraf sanatının güçlü örnekleri, hem tarih için kanıtlar. Ortaya çıkan kitap, güzelliklere bürünmüş bir antropoloji başyapıtı…”  

                                                                                       Prof. Talât S. HALMAN











Türü Fotoğraf / Basım Tarihi Ekim 2006/ Baskı Sayısı 1000/ Kapak Tasarım Vural Kınayman/ Dizgi Arzu Buzluk/ Isbn 9944-987-08-5/ Boyut 20X25/ Sayfa Sayısı 144 Sayfa/  Dil Türkçe
 

  

 

Irmak Zileli / Eski Ankara Evleri Konuştu                                                           

Şimdi size anlatacağımız bu kitap bir fotoğraf kitabı... Aslında tam da anlatılmaz yaşanır denilecek bir durum.Yaşayan Eski Ankara Evleri isimli bu çalışma bize o evleri, o evlerde yaşayan insanları, çocukları, o evlerin yaşadığı sokakları anlatmıyor, yaşatıyor... Haluk Sargın, eski Ankara evlerine objektif tutmuş. Tam bir fotoğraf kitabı bu. Kitabın başında edilen birkaç sözün ötesinde, söze gerek yok hakikaten, fotoğraflar konuşuyor.

Yaşayan evler

Sargın, eski Ankara evlerinin bulunduğu mahalleleri sokak sokak gezmiş. Elbette çekilen her kare bu kitaba sığmamış... Hatta Bağ evleri ve ilçelerdeki evler bir başka kitaba bırakılmış. Haluk Sargın özellikle sadece dış mekân çekimleri yaptığını belirtiyor kitabın girişinde. Hem özel hayatın mahremiyetine olan saygıdan, hem de evlerin sihri bozulmasın diye! Kimbilir, o zaman bu fotoğraflar yaşayan evlerden çok, o evlerde yaşayanların fotoğraflarına dönüşürdü. Sargm`a hak veriyoruz.

Bu kitapta restore edilmiş evler de yok, harap olmuş olanlar da. Yani orijinal haliyle kalmış olan, el değmemiş ama yaşamın eli değmiş olan evleri fotoğraflamış Haluk Sargın. Harap olanlarda yaşamın eli yok mu, var elbette... Ama orda yok oluş hâkim. Sargın`ın meselesi yaşamla sanıyoruz.

Haluk Sargın`ın bu çalışması sadece bir tür nostalji değil. Sargın bunu yetkililere, unuttukları bir şeyi hatırlatıyor. Burunlarının dibinde duran `fırsatı` gösteriyor. Safranbolu, Beypazarı, Mudurnu ve birçok diğer kentlerin tarihi evlerine sahip çıkmasını örnek gösteriyor. Ankara bunu neden yapmasın? Biz bir ek yapalım, bunu en önce Ankara`nın yapması gerekmez mi? Haluk Sargın bırakın tarihi evlerin değerlendirilmesini, yıkım tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söylüyor. Bu evlerde yaşayanlar tedirgin bir bekleyiş içinde.

Ankara kenti yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihi taşıyor sokaklarında. Eski evlerin en yaşlısı ise 250 yılı geçmiyor. Kayıtlara geçen en eski bina 1702 tarihli, Abdülhalim Efendi Konağı. Ancak yaşayan Ankara evlerinin en yaşlısı 150 yaşında. Yangınlar, isyanlar kentleri yıkıp geçmiş, bu yıkımdan nasibini en çok da mimari almış. Cumhuriyet`in ilanından sonra iki seçenek duruyormuş yeni yönetimin önünde. Birincisi, tarihi dokuyu koruyarak eski kenti geliştirmek; ikincisi, eski Ankara`ya dokunmayarak yeni bir kent kurmak. İkinci seçenek 24 Mart 1925 tarihinde kabul edilmiş. Evet, yeni kentin kurulduğu ve bir hayli geliştiği su götürmez! Peki ya eski Ankara`nın hali?

Bir mimari ve kültür destanı

Haluk Sargın`ın Yaşayan eski Ankara Evleri isimli bu çalışması sadece bir fotoğraf kitabı değil. Aynı zamanda antropolojik bir belgeleme Prof. Dr. Talat Halman da kitabın girişinde yer alan "evlerin insanlığı`` başlıklı yazısında bunu vurguluyor. Halman kitabı, "Bir mimari ve kültür destanı" olarak nitelendirmiş;"sosyolojik gözlemlerle dolu bir görsel epik" diye de devam etmiş.

Talat Halman yazısında, Sargın`ın fotoğraflarla getirdiği eleştirileri kelimelere döküyor. Yeni kent mimarisinde insan kişiliği değil, sürü kişiliksizliği gördüğünü söylüyor Halman. Bugünün kentlerinin ve bu kitapta fotoğraflanmış evlerin, "zamana, yoksulluğa, apartman rantına, ahmakça modernleşmeye kurban" olduğunu söylüyor. Talat Halman`m yazısı bir temenniyle (çağrıyla) son buluyor.

"Yaşayan Eski Ankara Evleri, Haluk Sargın`ın saygın fotoğraflanyla yaşamaya devam edecek. Keşke bir kültür kurumu veya devlet ya da (servet içinde yüzdüğü söylenen belediyeler) yahut gayri menkuller üzerinde deneyim sahibi bir banka, bu güzelim evlerin kendilerini kurtarsa, yaşatıp geleceğe armağan etse."

Sargın`ın çalışması hem sanatsal bir çalışma, hem bir tür belgesel. En önemlisi de Türkiye`deki "kentleşme" siyasetlerine yönelik çok güçlü bir eleştiri. Evlerin dili olsa denir ya, bu evlerin dili var, Sargın da konuşturmayı başarmış... 

IRMAK ZİLELİ 
RADİKAL KİTAP EKİ / 03.11.2006

                                                                                                     

   
 

Haluk Sargın/ Mevsimsiz Yayınları