ana sayfa / editorial / içindekiler / h@vuz'dakiler (biyografi)
 iletişim-erişim/  yapıt gönderme yerleği /  ilkelerimiz / arşiv

 
Dünya Gezegeninden Kabile Ritimleri

       

 

“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).

Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’

                 (Tribe beats from planet earth (dünya gezegeninden kabile ritimleri)

“Bir halk, kendi Tanrısının komşununkinden daha İyi ve daha Yüce olduğuna inanıyor. Buna dayanarak kendi Yüce Tanrı algısını, öteki’ne savaş açarak benimsetmeye çalışıyor.’’
 

Sürekli başkaları tarafından verilen kararlara maruz kalmış halk….

Kapalı toplumda yaşanılmaya zorunlu bırakılmış bir halk….

Aynı şehrin sınırları içerisinde yaşamış ancak oluşturulan önyargılarla, komşusunun değerlerini tanımaya fırsat bırakılmamış bir halk….

İktidar sahipleri ya da politik çıkarlar sebebiyle, araç haline getirilmiş bir halk….

Politik çıkarlar uğruna, her iki tarafı yabancılaştırarak, önyargılarа kurban edilmiş bir halk… 

Does anyone have a plan?’’(Film ismi) 

BIRN-Balkan Investıgatıve Reportıng Network tarafından hazırlanan ve balkanlarda yaşanılanlara ya da daha özel anlamda Kosova’da yaşanılanlara-yaşayanlar açısından getirilen bakış açılarıyla ele alınan bir belgesel film. 

Kosova’da yaşayan Arnavutlar ve Kosova’da yaşayan Sırplar… 

Savaş esnasında ayrılan köprüler….aynı şehrin içerisinde oluşturulmuş psikolojik duvarlar… 

Sen Sırpsın….sen Arnavutsun….sadece bu kimliğinden dolayı sen başkasın benim için. Ötekisin…Yabancısın.

Bana dair bir planınız var mı?

Ben yani insan, neredeyim? Nerede unuttunuz  beni… neden kayboldum yaşamın içinde? 

“ İyi’nin ufkunun belirmeye başladığı yerde, çocuklar ve yaşlılar ölüyor, kan akıyor.’’                                                                                                                                                                                                            Vasiliy Grosman

“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).

Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’

                  ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)

İnsanın krizi…

 
Ruhsal yaşamının biricikliği kaybolmaya başladığı zaman aklımıza geliyor.

 
Birey olarak, yaratılanlardan en yüce olduğu algılaması ve kültürünün içinde yetişip de, rasyonel aklın tek bir doğru, tek bir iyi, sadece bir şey’in içine sıkıştırıp, kendisini kaybetmeye başladığı zamanlarda aklımıza geliyor. 

Başkaları tarafından algılanan yaşam biçimlerinin, kendisini- farkında olarak ya da olmayarak- etkilemesiyle oluşan kişisel kargaşalarda ortaya çıkıyor. 

Sadece tek bir alana yönelmek zorunda bırakan eğitim sistemiyle cahilleşip, insan olmanın çok yönlülüğünü fark etmeye başladığı zamanlarda aklımıza geliyor.

“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).

Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’

                ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)

Does anyone have a plan?’’

Yanına köpeğini alıp yürüyüşe çıkmış insanlar…

Parklarda tek başına dolaşan tek kişilik dünyalar…

Genelde yaşlılar ve orta yaşlılar…..ama gençlerin de sayısı az değil.

Sabahın erken saatlerinde işe gitmek üzere yola çıkmış bir sürü insan…

Belki de toplumsallaşma araçları olarak paylaştıkları ortam bu sabah trafiği ve otobüslerde her zaman farklı olan simalar ….kalabalığın içinde tek başına olan yalnızlar…

İşine gidip de masa başına oturduklarında, sadece işiyle meşgul olan ve işin kendilerini dönüştürdüğü, insansız uğraşlar…

İşinin ne olduğuna bakarak karakter analizi yapabilecek kadar, aynılığı paylaşan yığınlar…

“Does anyone have a plan?’’( film adı)
“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).

Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’

                   ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)

İnsan nerede kaldı? Nasıl kaybettik biz onu? Hangi sistem 

unutturdu bunu? Unutturulduğunun farkında olarak 

gene o insana kavuşabilir miyiz acaba?

Şimdi…

Geçmişten kopuk bir şey mi? 
Yoksa şimdi, geçmişin benim özel’liğimle birleşerek oluşturduğu bir sentez mi?

Gelecek….

Şimdinin olmadığı sadece üzerinde düşünülen bir olasılık mi?
Ya da aslında gelecek, dünden birikenlerle bugünle birleşerek oluşacak olan bir sentez mi? 

’Does anyone have a plan?’’( film adı)
“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).

Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’

                 ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)

                 

İnsanın krizini, ruhsal yaşamının biricikliği bozulamaya başladığı zamanlar konuşmaya başlıyoruz sadece.
 
Bu durumun bireysel değil de, bilinçte kökleşerek ruhsal ortamı etkilemeye başlayan, kolektif sebepleri anlamaya başladığımızda tarihsel bir karakterinin olduğunu söyleyebiliyoruz.
 
Bu ruhsal alanın etkilenmesi ne kadar geniş ve ne kadar derinse, insanın yaşadığı krizin de o kadar derin ve geniş.
 
Peki “şimdi’’nin ruhsal alanını etkileyen unsurlar neler ….dün bunlar nelerdi?
 
İnsan bilincinin-dil, gelenek, ahlak, inanç aracılığıyla-kolektif bilinç tarafından belirlendiğini kabul edersek, dün-şimdi-gelecek- üçgeninde insanın krizi nasıl ortaya çıkıyor.
 
“Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).
Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’
              ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)
 
“Does anyone have a plan?’’( film adı)    
 
Toplumsal bilinç tarafından oluşturulan etkilenimleri kabul eden bir bireysel bilinç, bir yere ait olmanın verdiği güvenlik duygusuyla, ve şüpheciliğin zihnimizde uyandırdığı olasılık karmaşası olmadan, kabullere-onaylanmalara dayanan anların çokluğuyla, yaşamı bir bütün olarak algılıyor.
 
Sosyal ve tarihsel sürekliliğin yansıması olduğundan, rahatlığı ifade eden bütün bireydir aynı zamanda o. Yaşanılan o an’ı olduğu gibi kabul eden bir haldir aslında bu.
 
İnsan statik olarak onaylanmış, plastik olarak şekillenmiş bir şeydir burada.
 
O an’a karşı koyan bireysel bilinç olursa peki….
 
“Does anyone have a plan?’’( film adı)
 
İlk durumun aksine, bir yere ait olamamanın verdiği güvensizlik ve şüpheyle, bireysel ve kolektif bilincin parçalılığı, bölünmüşlüğü yansıyacaktır o an’a.
 
Değişimin sürekliliği karşısında, evet’in kesinliğinin aksine olabilir’in tereddüdünün yaşandığı hastalıklı haldir de bu.
 
İlk durumdaki problemsiz insanın aksine, problemli insanı ya da insanın krizinin aramamız gereken yerdir burası.
 
Tarihsel ve sosyal etkilenimlerin ürünü olan insan asıl problem konumundadır burada.
 
Belirlenmişliğin, güvenliğin, aidiyetin olduğu an’ların aksine, belirsizliğin, güvensizliğin, olasılıkların belirlediği an’lara geçiş vardır şimdide.  
 
“Does anyone have a plan?’’( film adı)
 
Nietsche, Ruh’un nasıl deveye, devenin aslana, aslanın da çocuğa dönüştüğü hakkında konuşur.
 
“Ağır olan ne?’’-diye sorar dayanıklı ruh.
 
Yükünü alabilmesi için deve gibi eğilerek, bütün yükü sırtına alır.
Sırtına yük almış ve çölde acele eden deve misali, kendi çölünde hızla ilerler.
 
Çölün yalnızlığının en çok hissedildiği anlarda beklenen ikinci dönüşüm gerçekleşir.
 
Kendi çölünde özgürlüğün savaşını yaparak kral olmak isteyen, değer yaratmanın kendi elinde olduğuna inanan Ruh, aslana dönüşür.
 
Ama söyleyin lütfen, aslanın gücünde olmayan çocuğa ne demeli?
Neden vahşi aslan çocuğa dönüşmeli?
 
Çocuk, saflık ve unutmak demek; yeni bir atılım, bir oyun…kendi kendine dönen bir tekerlek, bir ilk hareket, bir“ olsun’’ dünyası.  
 
İnsan hala deve. Ancak şimdilerde ondaki aslan uyanıyor, ama aslan ne zaman çocuk olacak? Çünkü bu çocukla geleceğin insanı doğacak. O zaman her yaratıcılığın kaynağı açılacak. 
 
“Does anyone have a plan?’’( film adı)
 
“ Bütün yaratılanlar komşudur(kardeştir).
Komşun(kardeşin) senin uygulama aracın değildir…’’
               ( Tribe beats from planet earth(dünya gezegeninden kabile ritimleri)

 

 

“Does anyone have a plan?’’ (Kosovo'nun Geleceği)

Metinde kullanılan fotoğraflar  metni yazan M. Yılmaz tarafından dergimize ulaştırılmıştır.

                    

   
 

   Muzaffer Yılmaz