İstanbul'u
Dinliyorum
Cem Karaca'nın
Yorumu (MP3) İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce
hafiften bir
rüzgâr esiyor; Yavaş
yavaş
sallanıyor Yapraklar
ağaçlarda; Uzaklarda
çok
uzaklarda Sucuların
hiç
durmayan çıngırakları; İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar
geçiyor
derken Yükseklerden,
sürü sürü, çığlık
çığlık; Ağlar
çekiliyor
dalyanlarda; Bir
kadının suya
değiyor ayakları; İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı Başımda
eski
alemlerin sarhoşluğu, Loş
kayıkhaneleriyle bir yalı Dinmiş
lodosların
uğultusu içinde. İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor
kaldırımdan. Küfürler,
şarkılar, türküler, lâf atmalar. Bir
şey düşüyor
elinden yere; Bir
gül olmalı. İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir
kuş
çırpınıyor eteklerinde. Alnın
sıcak mı
değil mi, biliyorum; Dudakların
ıslak
mı değil mi, biliyorum; Beyaz
bir ay
doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin
vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u
dinliyorum.
(ENG)
I AM LISTENINGTO
ISTANBUL
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
At first there blows a gentle breeze
And the leaves on the trees
Softly flutter or sway;
Out there, far away,
The bells of water carriers incessantly ring;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
I am
listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
Then suddenly birds fly by,
Flocks of birds, high up, in a hue and cry
While nets are drawn in the fishing grounds
And a woman's feet begin to dabble in the water.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
The Grand Bazaar is serene and cool,
A hubbub at the hub of the market,
Mosque yards are brimful of pigeons,
At the docks while hammers bang and clang
Spring winds bear the smell of sweat;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
Still giddy since bygone bacchanals,
A seaside mansion with dingy boathouses is fast asleep,
Amid the din and drone of southern winds, reposed,
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
Now a dainty girl walks by on the sidewalk:
Cusswords, tunes and songs, malapert remarks;
Something falls on the ground out of her hand,
It's a rose I guess.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
I am
listening to
Istanbul, intent, my eyes closed;
A bird flutters round your skirt;
I know your brow is moist with sweat
And your lips are wet.
A silver moon rises beyond the pine trees:
I can sense it all in your heart's throbbing.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
Translated by
Talat Sait Halman (1982)
(D)
Ich höre Istanbul
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Zuerst weht ein leichter Wind,
Leicht bewegen sich
Die Blätter in den Bäumen.
In der Ferne, weit in der Ferne.
Pausenlos die Glocke der Wasserverkäufer.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
In der Höhe die Schreie der Vögel,
Die in Scharen fliegen.
Die großen Fischernetze werden eingezogen,
Die Füße einer Frau berühren das Wasser.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Der kühle Basar,
Mahmutpascha mit dem Geschrei der Verkäufer,
Die Höfe voll Tauben.
Das Gehämmer von den Docks her;
Im Frühlingswind der Geruch von Schweiß.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Im kopf den Rausch vergangener Feste.
Eine Strandvilla mit halbdunklen Bootshäusern,
Das Sausen der Südwinde legt sich.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ich
höre Istanbul,
meine Augen geschlossen.
Ein Dämchen geht auf dem Gehsteig.
Flüche, Lieder, Rufe hinter ihr her.
Sie lässt etwas aus der Hand fallen,
Es muss eine Rose sein.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ich höre Istanbul, meine Augen geschlossen.
Ein Vogel zappelt an deinen Hängen.
Ich weiß, ob deine Stirn heiß ist oder nicht,
Ich weiß, ob deine Lippen feucht sind oder nicht.
Weiß geht der Mond hinter den Nussbäumen auf,
Ich weiß es von deinem Herzschlag.
Ich höre Istanbul.
Not:
Bu sayfallarda yer alacak müziklendirilmiş şiirler, İstanbul
Belediyesi'nin
bir yan kuruluşu olan, KÜLTÜR A. Ş.'ye ait
"Şiir Şehir İstanbul"
adlı kitap ve çeşitli sanatçıların, şairlerimizin
konusu
İstanbul olan şiirlerinden derlediği CD'den tanıtım
amacı.
ile alınmıştır. Bundan sonraki
dergilerimizde yine bu yapıttan
örnekler vermeye devam edeceğiz.
ISBN 975-93721-0-X / Eylül 2000
İstanbul Kültür ve Sanat
Ürünleri Ticaret A. Ş.
E-ileti: info@kultursanat.org
www.kultursanat.org
Kaynaklar:
http://www.orhanveli.net/yukselpazarkaya/ichhoreistanbul.html
http://www.cs.rpi.edu/~sibel/poetry/orhan_veli.html Fotoğraf & Garfik:
Nida
Öz