yarı dalgın soyunup
avuntunun beyaz çarşaflarına
yıldızlar serperdik
o gecelerden biri daha başlardı
gözü dönmüş bir lodos gibi
çarpıp giden kıyılarımıza
oysa denizimiz hiç olmadı bizim
çocuk annelerdik nerden bilelim
bir gecelik vur kaçları
aşk sanırdık
tenin tendeki oyunu biter bitmez
bölük pörçük rüyalara tırmanır sabahları beklerdik
hele gün bir ağarsa da
aydınlığını üstümüzde gezdirse diye
on dördünde on beşinde var yok
karnı burnunda çocuk annelerdik
çeşmeyle tarla beşikle kundak arasında
çocuklarıyla birlikte büyüyen
hiç unutur muyum arada sizler de gelirdiniz
ağır makyajlı görkemli kadınlardınız
hafif şehla bakışlarınızda kanayan birkaç dip not
dokunaklı günlüklerinizle
büyük şehirlerinize dönerdiniz
bakıyorum da şimdi
tüm çağrılar bildik bana
o taşkın ırmak
bir gün beni de alsa içine
hiç durmam
alır başımı giderim
bir de sen olsan yanımda
en iyi sen bilirsin o yangınları
en iyi sen
şimdi karşımda dipdiri duran
o zamanki ben
|