Kabindeki Basınç Düşerse...

Merhaba Sayın Okurlarımız, 

Haziran – Temmuz dergimiz için birbirinden güzel metinler seçmiş, sayfaları hazırlamıştık. Her zamanki gibi, derginin çıkmasına birkaç gün kala birbirinden değerli yapıtlar yağmaya başladı. Birçok yapıtı derginin iki ayda bir çıktığını ve  güncelliğini kaybetmemesi gerektiğini düşünerek dergiye aldık. Sayfalar çoğaldı, çoğaldı...

 

Bu sayımızda iki konuğumuz ve iki özel konu var. Sayın Yılmaz Odabaşı'ndan izin alarak, bir makalesini, bir ansını, bir fotoğraf karesini ve tabii ki bir de şiirini yayımladık. Değerli sanatçı, Sayın Dilek Öztekin için sizler için söyleştik.

Bir senedir yayınlamakta olduğumuz, "Uluslararası Beyoğlu Şiir Festivali/ Şiirİstanbul" etkinliğine katılan (2006) dört konuk şair, Abdulhadi Sadoun, Anton Baev, Miguel Marquez, Ricardo Bellveser'in şiirlerine ve "Eskişehir Sanat Derneği 2007 Yılı Öykü Yarışması”nda derece alan, Buket Akkaya (Karanlıkta), Filiz Bilgin (Koşu), Kezban Şahin Taysun (Tüccar Pri), Hande Baba (Çeyiz Sandığı) ve Merih Günay (Güvercinler) adlı öykülerine ve tabii ki özgeçmişleriyle kendilerine yer verdik. 

H@vuz bir "Bilgi Bankası" olarak yıllarca hizmet verdi. Bu geleneği "Dergi Havuz"da da sürdüreceğimizi yazmıştık. Sanatçılarımızın sadece yapıtlarını değil, kendilerini de okurla buluşturmak, ilkelerimizin başında gelmekte. Bu nedenle "Ana Sayfa"da yeni bir uygulamayla, hem sanatçının yapıtına, hem de özgeçmişine yer verdik. Hatta yapıtlardaki konu ile ilgili kişi ya da kişilerin ( noktası ile işaretlenmiş) özgeçmişleri de ana sayfaya ekledik. 

"Havuz"dakiler sayfası hazırlık aşamasında. www.havuz.de sayfalarında yıllarca yer almış sanatçıları ise dergiye aktarmaya devam etmekteyiz. 

 

Bir çoğunuz uçakla seyahat etmişsinizdir. Belki ilk, belki ikinci seferinde, o play-back yapan hava emekçilerinin, elini kolunu sallaya sallaya anlattıkları oldukça enteresan gelir herkese. Sonraları... biran önce bitmesi için sabırla beklersiniz. Aslında uçak düşecekse onların anlattıklarından yüzde kaçını uygulamaya fırsat bulunur; orası da bir fenomen. Yine de her seferinde dikkatlice dinlemek gerek. Zira her uçağın yapısal farklılıkları var.
Benim bütün anlatılanların arasında, ilk dinleyişimde şu sözler dikkatimi çekmişti: "Uçakta herhangi bir arıza belirir ve kabindeki hava basıncı düşerse, başınızın üstünüzdeki kapaklar açılacak ve oksijen maskeleri düşecek. Lütfen oksijen maskelerinizi -ilk- önce kendinize, daha sonra çocuğunuza takınız!" 

Dergimize -tabii ki- çok sayıda siyasi metin de gelmekte. Bundan önceki dergilerde de yazdığımız gibi, doğrudan ya da dolaylı olarak, siyaset-edebiyat/ sanat ilişkili olmayan metinleri yayımlamıyoruz. Son gelen yüzlerce metnin konusu -hepimizin tahmin edeceği gibi- seçimlerdi.

Geçen gün bir TV kanalı ısrarla seçimler hakkında bir söyleşi yapmak istediğini söyledi. Ben de ısrarla "hayır!" dedim. Zira herkesin birden konuştuğu ve herkesin her şeyi, herkesten iyi bildiği bir ülkede, birilerinin de dinlemesi/ öğrenmesi gerektiği- ne inananlardanım. 

Eğer o TV kanalında bir söyleşi yapacak olsaydım, o uçakta dinlediğim uyarıyı yineler; çıkardım herhalde.

"Uçakta herhangi bir arıza belirir ve kabindeki hava basıncı düşerse, üstünüzdeki kapaklar açılacak ve oksijen maskeleri  düşecek. Lütfen oksijen maskelerinizi önce kendinize, daha sonra çocuğunuza takınız!"

 

Dergimize yeni katılan dostlarımıza hoş geldiniz diyor; bu ana kadar desteklerini esirgemeyen tüm sanatçılarımıza teşekkür ediyoruz.



İyi okumalar, dostça selamlar; güzel insanlara!



Nida Öz
 
H@VUZ

--