yükselir tarihin
öğrettiğiyle kubbede, gecede tek başımıza
yürüyeceğiz,
önümüzde
bekçi söyleyerek:
biz yürümeye gereksinim duyarız, önümüzde bize
gülücükler
dağıtmak için
tanrıya deriz: ey rab gül, bizi mutlu kıl şimdi ihtiyacımız
var
kanımızla
tavaf ederken,
bizler şimdi yalnızlığımızı sona dikmeye gereksinim
duyarız, helâl
edilen,
yemişlerden
yeriz, cenneti beyaz çizeriz hiçbir zaman girmeyeceğimiz
yalnız bize
yayılan ve açılan
bu gecede.
yükselir ve ilk
günlerimizden düşlerimizi çalarız, derisini suyla
doldururuz, hatta
biz dolana dek,
gece onunla yıkanırız, gerdeğe girer gibi, önümüzde
bekçi söyleyerek:
biz ayrılıklarla
titrer olduk, önümüzde yolumuz olması için tanrıya
deriz: sonsuz
boşluğunda kapı
ardında iki küçük kandille ey bize öğretmen olan,
ey öğretmenimizin
kulağında
karşılık bulmayan çığlığımız, kapının bir kanadını açarız
insanlara, ama
sana,
rica ediyoruz ey
öğretmenimiz, yüksek yatağının üstünde uyumakla
yetiniriz
kapanarak,
toplanan şeyi
veririz konuk gibi gelip geçene veririz, veya çocukların
gizi üstünde uyku
için yeteri kadar
zaman veririz.
yükselir seni davet eden
sözcükler
adımlarımızla, ve ruhunda
olan göbekle
bırakırız bizimle yayılman
için oysa zamanın geldiğinde
yollara
ekeriz.
|