|
Geliyorum... |
|
|
|
|
|
|
|
Makineleşme devri
tabutlar
tapınaklar
sessizlikler
karanlıklar
sevgilimin kurdelasını unutmuşken
son
öldüğüm şehirde
bir ses düşüyor
“bir gece vakti aşk alıp başını gitmişse,
sessizliğin mezarlığında tomurcuğa durmalı
hüznün” .
Ölümleri erken,
doğumları geç diyarından,
önce baba,
sonra çocuk olanların diyarından geliyorum.
Hüznün
med-cezirli bir kesitinde
bedenim yol oluyor
asi çocuklara
buz çağında ateşin
rengine soyunmuş
bir
köz oluyorum…
çığlıklar yüklüyorum
omzuma
direktiflere
tekme atıyorum
geçit törenleri de
neyin nesi
şimdi isyan saatidir
sular kabaracak
mevsimler yeşerecek
aşklar
pusudan kurtulacak; geliyorum
Köşe başlarında
ihanet
köşe başlarında
despotlar
köşe başlarında
insana katil insan
not defterimde bir
avuç tuz
“Sevdanın ne zaman
kanayacağı belli olmaz”
birinin memesinde
sevmediği adamın uykusuzluğu
birinin gözlerinde
sevdiği adamın ihaneti
anahtar deliğinden sızdığı bir anda
göz gez arpacık
hazırlanmış
ardısıra
inkarcı rüzgarlar
ardısıra kedi
fare kaçışları
ardısıra zehir
sözleşmeleri
sahte vizeli aşklar da
neyin nesi
şimdi isyan saatidir
sular kabaracak
mevsimler
yeşerecek
aşklar pusudan kurtulacak;
geliyorum!
|
|
|
|
Bülent Taş |
|
|
|
|
|
|