Öyle bakma çocuk Bir dalga vurdu
saçlarıma Tutunduğum kumlarda
eridi
parmaklarım Gördüğüm
rüya gibi, bölük
pörçük bakışlarım. Kim verdi seni kara
yele
de Üşüdü
renk cümbüşü
gözlerin
Öyle bakma
çocuk Asma umutlarını
güneşe Çevirme
yüzünü rüzgara Erguvanlar
renklerini
saklamadı Ağaçlar
yapraklarınıdüşürmedi Daha sonbahara
çok var Yalnızca ana diye
sarıldığını sanırdım Görmeseydim
yosunlara
sarılıp yattığını
Öyle bakma
çocuk Anlamsızca
düşer
kirpiklerin toprağa Tuzlu su yakarken
tenini Bir ağıt tutturur
sevgili Çıpası
kopmuş tekne gibi Patlar kayalıklarda
tiz
sesi Öyle gitme
çocuk Kaşlarını
çatıp, Başını bir balığın
omzuna
dayayıp; Arkanda, baş harfi
K’ile
başlayan Koskoca
çığlık ordusu ve Yangın yeri
yürekler
bırakıp, Sevgileri, aşkları
toplayıp cebine Öyle
çekip gitme çocuk…