ana sayfa/ editoriyal/  içindekiler/  h@vuz'dakiler/ iletişim-erişim/ yapıt gönderme yerleği/  ilkelerimiz/ arşiv

 
Tiyatroda Türk Ermeni İlişkileri

 

  • BEDROS ATMANYAN (1949-1981)
  • SEROPE BENGLİYAN (1983-1900)
  • TOVMAS  FASULYECİYAN (1943-1903)
  • BATDZAR FASULYECİYAN (PAPAZYZN) (1985-1920)
  • TAKUHİ HRAHUŞ (1854-???)
  • TAVİT TRYANS (1840-1899)
  • KAREKİN RIŞTUNİ (1840-1879)
  • YERANUHİ KARAKAŞYAN (1848-1924)
  • VERKİNE KARAKAŞYAN (1856-1933)
  • MEROPE KANTARCIYAN (SİRANUŞ) (1857-1932)
  • ASTĞİK KANTARCIYAN (MARYAM ASTĞİK) (1852-1884)
  • MARİ KARAYAN (MARİ NIVART) (1853-1884)
  • KOHARİK ŞİRİNYAN (1860-???)
  • AZNİF HRAÇYA (1853-1920)
  • BİSTOS ARAKSİYA (1852-1882)
  • TAKVOR NALYAN (1843-1876)
  • DİKRAN TOSBATYAN (1852-???)
  • MANUK SİSAK (1839-1897)
  • ISTEPAN EKŞİYAN (1834-1901)
  • HAÇİK PAPAZYAN (1845-1877)
  • ARUSYAK PAPAZYAN (1841-1807)
  • HARUTYAN ALEKSANYA (1857-1917)
  • HAGOP GÜLLİYAN (VARTOVYAN) (GÜLLÜ AGOP) (1840-1902)
  • MARDİROS MINAKYAN (1837-1920)
  • KINAR HANIM (1876-1950)
  • ELİZA BİNEMECİYAN (1890-1981) 


 

Kim bu insanlar?

Aslında Türk Tiyatrosu’nu yaratanlar…
 
19. y.y. Osmanlı Temeşa Sanatı’nın başlangıcından 1946'ya Ermeniler.

Efendim, öğrenebildiğim kadarıyla İstanbul'da ilk tiyatro hareketleri III. Ahmet devrinde bazı yabancı oyuncuların Fransız Konsolosluğu’nda az sayıda yabancı seyircilere verdikleri temsillerle başlar. 1820'lerde Düzyan ailesinin Kuruçeşme'deki yalısında Ermeni gençler tarafından ilk temsiller verildi. Daha sonra Ortaköy'de Şahinyan ailesinin evinde bu temsiler devam etti. Bebek'teki Fransız Okulu’nun öğrencileri, öğretmenleri Kapriyel Anuşyan idaresinde trajediler sahnelediler. 

Aynı tarihlerde Üsküdar'da Boğos Odyan Efendi’nin evinin çatı katıda bir sahne oluşturdu ve bunu Karekin Papazyan, İlyas Çayyan, Dikran peştemalcıyan gibi gençlerin kullanıma verdi. Geçler bu sahnede "Racina, Voltare ve Moliére"den eserler sahnelediler. Hasköy’deki Ermeni Okulu’nda bir grup genç, yönetmenleri Ermeni Hastanesi doktorlarından Karekin Çaprazyan başkanlığında, kadrolarına aynı okulun öğretmenlerinden Mınakyan, Faulyacıyan Tülbentçiyan'ı da temsil verdiler. 

Kuzguncuk’daki Ermeni gençleri 'Ermeni Dostları' adlı bir ekip kurarak Surp Lusavoriç Okulu’nda sahnelediler. Hasköy ve Kuzguncuk’la birlikte Ortaköy'de de tiyatro faaliyetleri gittikçe gelişti ve Ortaköy Katolik Okulu’nun öğrencileri aynı okulda Mıgırdıç Beşiktaşlıyan tarafından Ermenice'ye çevrilen Alfierie'nin 'Savol' adlı oyununu oynadı. Bu ekip 1867'de Gregorven Okulu’nun ekibi ile birleşerek 'Ortaköy Tiyaro Sevenler Derneği'ni kurdular. Bu dernek daha sonra isimlerini anacağımız birçok sanatçının ilk kez burada seyirci ile tanışması ve de ilk telif eserimiz olan Tovmas Berents'in 'Aldatılan Eğilinli' adlı oyununu sahnelemesi açısından, Osmanlı Ermeni Tiyatrosu’nda önemli bir yere sahip olmuştur. 

Daha sonra aynı yerde 1872-1873’de Mağakyan Tiyatrosu tamamen telif eserlere yer vermiştir, Tığlıyan'ın, Terziyan'ın oyunlarını sahnelemişler. Fakat ne yazık ki her güzel şey gibi bu tiyatronun da sonu kötü olmuş ve bir yıl sonra kapanmıştır. 

İstanbul'daki ilk tiyatro binası Venedik'li Jüstiyen tarafından Galatasaray civarında inşa edilen Fransız Tiyatrosu’dur.

İkincisi de Hristaki Pasajı’nın Naum Tiyatrosu'dur. Mikael Naum adında bir Halepli tarafından 1844'te kurulmuştur. Önce 'Theatre de Pera', 1849'dan sonra 'Theatre İtaliane Naum' adlarıyla anıldı. 

Galatasaray Lisesi’nin karşısında, şimdiki Çiçek Pasajı'nın bulunduğu yerdeki eski 'Bosco Tiyatrosu'nu satın alan Naum Efendi, önce binayı onardı. Ardından ilk temsil, İtalyanca oynayan 'Lucresse Borgia' operasıdır. Ahşap binanın yanması üzerine 1846'da kağır bina yapıldı. Naum Tiyatrosu’nda Abdülaziz'in, Abülmecit'in özel locaları vardı. Avusturya İmparatorluğu, İngiltere Veliahdı gibi ünlüler, seyirci arasında yer aldı. Bina 1870'deki 'Büyük Beyoğlu Yangını'nda yandı. Günümüzde Çiçek Pasajı'na girerken, iki yanda gördüğünüz kadın heykellerinden ve üstteki saatten başka hiçbir şey kalmadı. 

Bu sahnede Ekşiyan başkanlığında, Çamaşıyan, Mağakyan ve Bayan Fanny'nin de dahil olduğu bir grup, İtalyanca'dan tercüme eserler sahnelemiştir. Mardiros Mınakyan, ilk kez bir kadın rolüyle bu sahnede profesyonel olmuştur. 

1859'da Aktunduri Arakel Efendi, Hasköy'de bir tiyatro binası inşa ettirmiştir fakat Naum Efendi, İstanbul'da tiyatro yapma hakkını padişah fermanıyla ele geçirince, padişah Hasköy'deki tiyatroyu kapattırmıştır. 

Daha sonra Arakel Efendi, 1861 yılında ‘Cafe Oriental'i yani şimdiki Tokatlıyan binasını beş yıllığına kiralayıp 'Şark Tiyatrosu'nu kurmuştur. Önemli bir sermayeye sahip olduğunda, sahneye ve salona çok masraf edilmiştir ama halkı ilgilendiren, konusunu onların günlük hayatından alan temaşa sanatına yeni yeni alışmaya başlayan seyircinin ilgisini çekebilecek hiçbir esere yer vermemiştir. Bilakis repertuara, yabancı komediler, melodramlar, trajediler alındığı için kadrodaki Fasulyeciyan, Atamyan, Mınakyan, Bengliyan, Tryans, Acemyan gibi oyunculara rağmen ve de bu oyuncuların aralarındaki geçimsilikleri de göz önüne alırsak ancak perdelerini üç yıl açık tutabilmiştir. Yine de sahneye ilk kez çıkan kadın oyuncular olan, Kumkapı okulunun öğretmenlerinden Arusyak ve kardeşi Ağavni Papazyan, Mariam Dzağikyan seyirciyle Şark Tiyatrosun'da tanışmışlardır. 

Zaman zaman bir çok yeni ve amatör oyuncunun sahneye çıkmasına olanak tanıdığı için Şark Tiyatrosu'nun temaşa sanatındaki yeri önemlidir. 1864'te dağılan Şark Tiyatrosu, 1866'da Simon Tıngaran'ın girişimiyle yeniden çalışmaya başladı ve 1874'e kadar temsillerini sürdürdü. 

Son olarak yukarıda bahsi geçen 1820'den başlayıp 1900'lerin ortasına kadar süren Profesyonel Ermeni Tiyatroları’nın, bölünerek çoğalması, ekipler  arasındaki sürtüşmelerin ve oyuncu egolarınının tiyatro disiplinlerinin önüne geçmesi, zamanla profesyonel sahne yaşamının demek tiyatrolarına kayarak Amatör Ermeni Demek Tiyatroları’nın günümüze kadar ulaşan tarihini oluşturmuştur. 

1946'dan günümüze kadar geçen sürede amatör demek tiyatroları, demek lokallerinde veya başka sahnelerde yüzlerce oyun sahnelemişlerdir. Buralardan yetişen bir çok amatör oyuncu oluşmuştur. Bunlardan bazıları hala aynı lokallerde çalışmalarını sürdürmektedirler. Ama bu etkinliklerle ilgili hiçbir demekte, üzülerek belirtmeliyim ki düzgün bir arşiv bulunmamaktadır. Bunları derleyebilmek çok uzun ve kapsamlı bir araştırmayı gerektirmektedir. Başka bir tiyatro aşığının bu yorucu araştırmaya  zaman ayırabilmesini umarak, Ermeni Tiyatrosu’yla ilgili notlarıma burada son veriyorum.

Kaynakça:

Boğos Çalgıcıoğlu

            


                                
Kaan Erkam