heey nigger! sen ne zaman kadın düşmanı oldun!?

  

  gelmiş geçmiş en ünlü rapçilerden olan abd’li tupac shakur, 1996’da öldürüldüğünde, kara panterler’in kurucularından olan annesi afeni shakur, tupac’ın doldurulamaz bir boşluk bıraktığını, üstelik devrimcinin öldürülebileceğini; ama devrimin yok edilemeyeceğini söylemişti. gerçekten de tupac, ölümünden sonra yayınlanan parçalarıyla, yazdığı çok kuvvetli metinlerle ve aslında ölmediğine dair yayılan söylentilerle hala bir efsane olarak yaşamaya devam ediyor. ölümünden sonra yayınlanan parçalardan biri olan changes(değişiklikler), ırkçılık karşıtıdır ve sözleri oldukça etkileyicidir, şu cümlelerle başlar: 

“i see no changes, wake up in the morning and i ask myself
is life worth living or should i blast myself
i’m tired of being poor, and even worse i’m black
my stomach hurts, so i’m looking for a purse to snatch
cops give a damn about a negro
pull a trigger, kill a nigger, he’s a hero”

(hiçbir değişiklik görmüyorum, sabah kalkıp kendime soruyorum

hayat yaşamaya değer mi ya da kendimi mi mahvetsem
yoksul olmaktan bıktım, üstelik siyahım
midem ağrıyor, kapacak bir cüzdan arıyorum
polis bir zenciyi cezalandırır
tetiği çeker, bir zenciyi öldürür ve bir kahraman olur)  

  4 dakika 29 saniye süren bu parça yoğun anlatımı ve ritmiyle çok başarılı ve dokunaklıdır, şiddet içermez, önce var olan durumun bir özetini çıkarır. kendisi de ‘thug life’da karar kılmış, yani ‘serseri hayatı’ sürmüş tupac shakur, bu parçasında polislerle zencilerin yaşadığı sorunlara değinmiş, çocukların uyuşturucu kullanmaya zorlanmalarını eleştirmiş, hala siyah bir lider göremediklerini söylemiş, bu sorunların siyahları birbirinden uzaklaştırdığını gözlemlemiştir. metinden anladığımız üzere somut durum bu kadar ağırken ve tupac, satırlardan birinde “hiçbir değişiklik yok, tek gördüğüm ırkçı yüzler” derken bile beyazları suçlayan veya saldırgan ifadeler barındıran bir dil kullanmaz. diğer birçok eserinde yoğun şiddet içeren ifadeler kullanmış olmasına rağmen, burada kendine dönük, öz eleştirel bir metin oluşturmuştur. değişiklikten bahsederken zenci toplumunun değişmesi gerektiğinden, yaşama biçiminin, hatta yemek yeme biçiminin bile değişmesi gerektiğinden dem vurur: “değişimi başlatmalıyız, iki mesafeli yabancı olmak yerine, beni kardeşin olarak görmeyi öğren”

   ‘changes’taki ritim ile sözlerdeki trajedi büyük bir karşıtlık oluşturur; rapin doğası gereği taşıdığı hız, sözlerdeki olgunluk ve derinlikle karşılaşınca ortaya başarılı bir çalışma çıkar.

   tupac’ın diğer şarkılarına baktığımızda ise; örneğin ‘brenda’nın bebeği oldu(brenda’s got a baby)’ adlı parçasında, bambaşka bir tupac’la karşılaşırız. changes cinsiyetsiz bir eserdir, öznesi zenci toplumudur. oysa brenda’nın bebeği oldu adlı şarkının karakteri 12 yaşında bebeği olmuş bir kadındır. tupac şarkının ilk sözlerinden itibaren sürekli aşağılayıcı bir dil kullanır: 

“brenda’nın kıt bir beyni var
lanet bir utanç
bu kız adını bile zor telaffuz ediyor” 

   bu parçada oldukça trajik olaylar art arda dizilmiştir: 12 yaşında evlenme vaadiyle bekareti bozulan ve hamile kalan brenda terk edilir, ailesinin de onu umursadığı yoktur (“ailesinden hamile olduğunu gizlemeye çalıştı oysa ailesinin umrunda değil, dışarı çıkıp bir kilise çocuk yapsa da  taktıkları yok”). banyo fayansı üzerinde doğum yapan brenda bebeği çöpe atar, arkasına bakmadan çekip gidebileceğini sanır; oysa bebeğin ağlamasına dayanamaz: “şimdi brenda kendi yolunu çizmeli, ailesine dönemez, kalmasına izin vermezler, ne para var ne dadı, iş de tutturamaz, kokain satmaya çalıştı ama sonunda soyuldu, artık satacak bir şey kalmadı,  eh artık seksi cehennemi yaşamanın bir yolu olarak görüyor, seks onun kirasını ödüyor, o yüzden şikayet edemez gerçekten”. şarkının sözleri var olan somut bir durumu inceleyen bir metin olarak görülmek istense de brenda’dan bahsederken kullanılan aşağılayıcı ifadeler sözlerdeki cinsiyetçiliği açığa vurur. brenda’nın kıt beyinli olması bir yana, onun böyle oluşu bile ona özgü değildir; o ailesine aittir, annesi ve babası da zaten kıt beyinlidir. hamile kalması yine bütün aileyi etkilemektedir. artık bütün komün onu dışlamaktadır. türkiye’de evlilik dışı cinsel ilişkinin bedeli ölümse, abd’de dışlanmaktır. aile sigortadan yararlandığı için bebek yüzünden eve akan paranın azalmasını istemezler ve bebekle birlikte brenda kapının dışına atılır. şarkıda anne babanın ve brenda’nın vurgulanan kıt beyinleri, ebeveynlerin aynı zamanda junky , yani uyuşturucu müptelası olmaları, brenda’nın bebeğini banyoda fanyasın üzerinde doğurup çöpe fırlatması; ironik bir atmosfer oluşturur-  yaşanan trajediyle at başı giden abartılı olaylar dizisi brenda’yı bir komedi malzemesi haline getirmiştir. üstelik tupac, changes’ta kullandığı olgun ses tonunu bırakır, daha alaycı bir tona geçer.   

   “artık orospu çocuğu arkadaşlarım yok, bu yüzden senin sürtüğünü s.ktim, seni orospu çocuğu” diye başlayan ‘hit em up’ ise, puff daddy ve çetesine yönelik yazılmış çok sert bir parçadır. ‘doğu yakası’ rapçilerinden olan puff daddycilere bol bol küfür methedilmiştir. erkekler arası bir hesaplaşma metni görünümündeki bu rap parçasında kadın bedeni ve cinselliği en ağır silahtır: “oyuncu olduğunu iddia ediyorsun; ama ben senin karını s.ktim”, “sizi de s.keyim, orospu çocuğu ananızı da” gibi cinsiyetçi cümlelerin yanı sıra çok fazla s.kmek ve sürtük kelimesi kullanılmıştır ki, bunlar batı yakası rapçilerinden olan tupac ve outlawz’ın doğu yakasına duyduğu nefreti vurgulayan ve yoğunluğu ayyuka çıkaran unsurlar niteliğindedir. hatta bu şarkının tupac’ın öldürülmesinin nedeni olduğu söylenir. 

“artık orospu çocuğu arkadaşlarım yok, bu yüzden senin sürtüğünü s.ktim, seni orospu çocuğu” diye başlayan ‘hit em up’ ise, puff daddy ve çetesine yönelik yazılmış çok sert bir parçadır. ‘doğu yakası’ rapçilerinden olan puff daddycilere bol bol küfür methedilmiştir. erkekler arası bir hesaplaşma metni görünümündeki bu rap parçasında kadın bedeni ve cinselliği en ağır silahtır: “oyuncu olduğunu iddia ediyorsun; ama ben senin karını s.ktim”, “sizi de s.keyim, orospu çocuğu ananızı da” gibi cinsiyetçi cümlelerin yanı sıra çok fazla s.kmek ve sürtük kelimesi kullanılmıştır ki, bunlar batı yakası rapçilerinden olan tupac ve outlawz’ın doğu yakasına duyduğu nefreti vurgulayan ve yoğunluğu ayyuka çıkaran unsurlar niteliğindedir. hatta bu şarkının tupac’ın öldürülmesinin nedeni olduğu söylenir. 

   bir zamanlar, bir kadın hayranına tecavüz ettiği iddiasıyla mahkemelik olmuş tupac’ın yazdığı çok ünlü bu üç metindeki parçalılık neye işaret eder? bir insan hem ırkçılık karşıtı olup hem de kadın düşmanı olabilir mi? kadın düşmanlığı kadınları erkeklerden aşağı varlıklar olarak görüp onlara sadece becerilecek nesneler olarak bakmak değil midir aynı zamanda? 90larda iyice ayyuka çıkan gangstarap, içinde yoğun şiddet barındıran ve aynı zamanda alabildiğine cinsiyetçi olan metinleriyle, 1970lerin başlarında siyahların ırkçılığa karşı bir tavır olarak geliştirdikleri rap kültüründen oldukça uzaklaşmıştır. the fatback band, the sugarhill gang, funky four and plus one gibi ilk rap gruplarının artık birer klasik haline gelmiş metinlerinde ise şiddet içeren cinsiyetçi ibarelere rastlanmaz. kendisi de bir gangsta rapper olan tupac shakur, yazdığı metinlerin hemen her satırında bir küfre yer verirken ‘ben de şimdi çok cinsiyetçi oldum canım’ demiyordu belki; çünkü küfür aslında günlük hayatımızda farkında olmadan, anlamını hiç sorgulamadan kullandığımız, kullanırken rahatlayıp stres attığımız kelimelerdir. fakat metinlerdeki bu değişim toplumsal değişim hakkında kısıtlı da olsa fikir veren izler içerir. bu izleri takip ederek zenci toplumunun kullandığı dil hakkında fikir edinebiliriz. bende bu değişim hakkında oluşan kanı, ‘güç’ kavramı etrafında oluşan ışığı sönmüş bir haledir. gangsta rapperler’ın metinlerini istila eden kendine has küfürler, crack’ler(bir tür kokain), kadın popoları, lüks arabalar, gani gani paralar önemli bir değişimin kayıtlarıdır. 

   ilk rap gruplarından biri olan the sugarhill gang’in unutulmaz klasiği rapper’s delight’tan eski güzel günleri hatırlatan birkaç satırla yazıyı sonlandırmak gerekirse: 

“now what you hear is not a test—i’m rappin to the beat
and me, the groove, and my friends are gonna try to move your feet
see i am wonder mike and i like to say hello
to the black, to the white, the red, and the brown, the purple and yellow” 

[“şu an duyduğunuz bir test değil—bitik düşene dek rap yapıcam

ve ben, groove(bir müzisyenin dinleyeni dans ettirebilecek beceride olması anlamına gelen bir kelime), ve arkadaşlarım ayaklarınızı yerden kesmeye çalışıcaz

ben wonder mike ve merhaba demek isterim

siyaha, beyaza, kırmızıya, kahverengiye, mora ve sarıya”]




  Selen Vargün

® 2001 H@vuz Yayınları   © H@vuz Bilgi Bankası                           © Şubat  2007  ISSN 1864-0524