* Ordan, Bundan...

                  

Adamın biri New York, Central Park'ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir  köpeğinin küçük bir kıza saldırdığını görür.


Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri  yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da  hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay  yerine koşar ve adamın yanına gelir.
 
Sarılıp teşekkür etikten sonra "Sen" der "bir kahramansın, yarın bütün  gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak; Cesur New York'lu küçük kızın hayatını kurtardı."
 
Adam, "Ama ben New York'lu değilim!" der. Polis "'Fark etmez, bu durumda  gazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını  kurtard!ı" cevabını verir.
 
 "Ama ben Amerikalı da değilim" der adam artık şaşırarak. Polis "Ya, o  halde nerelisin?" diye sorunca adam cevap verir; "Ben Iraklıyım!"
 
 Polis adama başka bir şey söylemez. Adam ertesi gün gazeteleri  aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır:
 
 "Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü!"


                                                                                    O da bizdenmiş... 



Dünya din adamları bir toplantıda bir araya gelmiş konuşuyorlarmış. Konu dönmüş dolaşmış, toplanan paralara ve onların hak yolunda kullanılmasına gelmiş.

İlk olarak bir haham almış sözü;

- Biz demiş. Topladığımız paraları 5 metre öteye bir çizgi çizerek çizgiye doğru fırlatırız. Çizgiyi geçenleri hak yolunda kullanırız geçemeyenler de bize kalır.

İkinci olarak bir papaz söz almış;

- Biz de benzer bir yöntem kullanıyoruz demiş. Kilisede toplanan paraları 5 metre öteye koyduğumuz bir kavanoza atarız, kavanoza girenleri hak yolunda kullanırız, girmeyenler bize kalır demiş.

Son olarak bizim imam söz almış. O da;

- Bizde de durum pek farklı sayılmaz demiş. Biz de topladığımız paraları yukarıya doğru fırlatırız, Yüce Rabbim ihtiyacı olduğu kadarını içinden alır, gerisi bize kalır.



 

                                                                            Piliç nasıl servis yapılır?



Seksenlerinde bir amca hergün parka gider hafif bir yürüyüş yapar ve bir kanepeye oturur gelen gideni seyreder ve günlerini böylece geçirirmiş.Bir gün gene seksenlerinde bir teyze amcanın oturduğu kanepenin obür ucuna oturmuş. Havanın 
güzelliğnden falan bahsederken akşamı etmişler. Amca, teyzeyi evine akşam yemeğine davet etmis. Birlikte bir şeyler pişirip yemiş; biraz da kirmizi sarap içmişler… Amcam, teyzemi yatağa davet etmis. İkisi de yılların dulu. Neden olmasın diye düşunmüş Teyzem. Biriki öpüşme falan derken iş çiğırından çıkmış. Bir muddet sonra ikisi de mutlu ve yorgun uzanmışlar sirtustu. 

Amcam içinden söyleniyormuş sigarasını içerken: "Tuh be, kız olduğunu bilseydim bu kadar zorlamazdım!" 

Teyzem de içinden diyormus ki; 

"Hay Allah, bu yaşta becerebileceğini bilseydim külotlu çorabımı çıkartırdım."

 

 

 * Bu gülmeceleri dergimize ulaştıran Feray Ulak'a teşekkürler. 

  
 H@VUZ

®  Öz Yapım oHG   © H@vuz Yayınları                                  © Ocak - Şubat 2009 ISSN 1864-0524