Porselen ve seramik şehirleri, Oberfranken'deki Selb ve Anadolu'daki Kütahya'dan genç sanatçılar: Yvonne Georgi & Yurdugül.
"Nur was sich wandelt, bleibt bestehen"
Junge Künstler aus
den Porzellan- und Keramikstädten Selb/ Oberfranken und Kütahya/ Anatolien: Yvonne Georgi & Yurdugül.
Fatma Yurdugül Yvonne Georgi
Anadolu’da Kütahya
Kütahya’da
sadece eski Yunan masal şairi Aesop (M.Ö. 600), dünya seyyahı
Evliya Çelebi (1611-1682) veya sanat tarihçisi Oktay
Aslanapa (1914-....) gibi dünyaca ünlü şahsiyetler
dünyaya gözünü açmadı, bunun yanında –
Amasya ve Manisa’nın yanı sıra – Kütahya’da
Osmanlı İmparatorluğu’nun döneminde (1299-1923) Şehzadeler,
yani Sultan çocukları da eğitildi. Türk egemenliği altında
eğitimin ve kültürün esas kurucuları ve teşvikçileri kuşkusus 13. yüzyılda Kütahya’ya yerleşmiş olan Germiyanoğulları hanedanıdır.
Ne zamandan beri Kütahya’da
porselen ve seramik olduğu hakkında zamanımıza intikal etmemiş yazılı
bir şey yok gerçi ama Evliya Çelebi 1670 tarihli
notlarında Ermeni seramik ustalarının mahallesinden
bahsetmektedir. Kendisi Kütahya’da üretilen ve
satışları bölgenin dışına kadar taşan “kâselerden,
fincanlardan, içecek kaplarından, ibrik ve
güğümlerden, tencere ve tabaklardan” anlatır.
18. yüzyılda
Kütahya tarihi İznik’in mirasına konar. Orada seramik saraya
mensup atölyelerin (“nakkaşhaneler”) taslaklarına
göre Osmanlı tarzında özel, bugün dünyaca meşhur
olan, sıraltı tekniği ile süsleniyordu. Kütahya bugün
Türkiye’nin en büyük porselen üreticisinin
bulunduğu bir yeridir. Bunun yanında 170.000 nüfuslu şehirde
seramik eşyalarının şekillendirildiği, boyandığı, sırlandığı ve
satıldığı yaklaşık 500 atölye vardır. Çoğunlukta
geleneksel örneklere göre
çalışılmaktadır. Aynı zamanda Afyon, Eskişehir, Konya ve
Kütahya Üniversiteleri’nde akademik eğitim
görmüş olan genç ustalar yeni sanatsal yollar
aramaktadır.
Yukarı Frankonya’da Selb
Bugün bir porselen şehri olan Selb 19. yüzyılın
büyük bir bölümünde Almanya’nın yoksul
ve sanayi yönünden gelişmemiş bir kenar bölgesi
durumundaydı. İnsanlar ekmeğini ev dokumacılığı ve ziraatle
kazanmaktaydı.
Daha sonra 1857 yılında Lorenz Hutschenreuther Selb’te bir
porselen fabrikası inşaa eder. 1871 yılında Alman
İmparatorluğu’nun kuruluşundan sonra Selb’e arka arkaya
porselen fabrikaları inşaa edilir.
Daha 1900 yılı dolaylarında Rosenthal
firması ressam ve heykeltraşların taslaklarına göre
şekillendirmeye ve süslemeye başlar. Sözüm ona seramik
konusunda duyarlılık eksikliği ve sanatçıların taslaklarının
keyfi olarak değiştirilmesi nedeniyle bu alanda uzman basının derhal
ilk eleştirileri geldi.
Benzeri eleştiriler İkinci Dünya Savaşı’nın çok
sonralarına kadar ta dünyaca meşhur sanatçıların
çalışmalarının kalıplarından porselen serisi üretmeye
başlayıncaya kadar Rosenthal’ın peşini bırakmadı. Özellikle
dekor ile form arasında herhangi bir şekilde varmış gibi
görünen bağlantıyla bir çok sanatçının eserini
ağaç, metal ve taştan tamamen başka malzemelerden yapması uygun
bulunmuyordu.
Eleştirmenlere göre porselen malzeme olarak lalettayin ve uygunsuz bir şekilde seçilmişti.
Porselen sanayiindeki çok ciddi krize rağmen Selb’de de
genç şekil ve dekor yapımcıları olanaklar dahilinde kendi
mesleki ve sanatsal vizyonlarını gerçekleştirme
arayışındaydılar. Genel olarak burada söz konusu olanlar Porselen
Ve Endüstriyel Tasarım Devlet Okulu mezunlarıydı (2007 baharından
beri “Ürün Tasarımı Meslek
Okulu”).
Selb'de öğle paydosuna giden porselen ressamları (1905)
Poryellanmaler in Selb auf dem Weg in die Mıttagspause (1905)
1920'lerde Kütahya'da bisküvi üretimi
Fertigung von Rohlingen in Kütahya um 1920
Sergi yerleri:
Krefeld'de bulunan Burg Linn Müzesin'de
14 Mart 2010 - 04 Temmuz 2010
Ausstellungsorte
Museum Burg Linn Krefeld
14. März 2010 - 04. Juli 2010
Vom 15. März bis 17. Mai 2009im Kreismuseum Peine b. Hannover:
„Nur
was sich wandelt, bleibt bestehen – Junge Künstler aus den
Porzellan- und Keramikstädten Kütahya/Anatolien und
Selb/Oberfranken“
Spätestens seit den
90er Jahren ist eine schwere Krise in der westeuropäischen
Porzellanindustrie nicht mehr zu übersehen. Porzellan hat für
die Menschen an Attraktivität verloren. Durch einen schleichenden
Verfall traditioneller Tischge- wohnheiten, durch einen tief greifenden
Wandel im Zusammenleben der Menschen gibt es kaum noch soziale
Anlässe, Porzellan zu präsentieren. Wurde in den 50er und
60er Jahren noch ein echter Bedarf gedeckt, scheinen nunmehr alle
Geschirr- schränke randvoll gefüllt, der verbleibende Markt
wird durch Billiglohnangebote aus Osteuropa und Fernost abgedeckt.
Diese Situation gibt Anlass zu einer
nachdenklichen Bestandsaufnahme mit Rückblick, Analyse der
Gegenwart und Betrachtung möglicher Zukunftsvisionen.
Die Gegenüberstellung der
Porzellanstadt Selb in Oberfranken mit der traditionellen Fayence- und
Porzellanstadt Kütahya in Anatolien (Türkei) soll den Umgang
mit dieser Materie in zwei unterschiedlichen Kulturkreisen aufzeigen.
In beiden Städten gibt es
Berufsausbildung in den Bereichen Form und Dekor. In Selb beheimatet
sind weltweit bekannte Marken wie Rosenthal, Hutschenreuther und
Villeroy & Boch (vorm. Heinrich) – produziert wird jedoch nur
noch bei Rosenthal. In Kütahya finden wir die Marken Güral
Porselen und Kütahya Porselen, außerdem etwa 500 Ateliers,
in denen Fayenceteller, -vasen und andere Objekte heute noch von Hand
bemalt werden.
Wie verhält man sich in beiden
Städten im Spannungsfeld zwischen Porzellan als einem Gegenstand
der Alltagskultur, zwischen Kunst und Industriedesign? Wie sind beide
Städte durch ihre (Mono-)Kultur und Wirtschaftsgeschichte
geprägt? Welche Wege finden junge Form- und Dekorgestalter? Welche
Rolle spielen Manufakturen als kleine, eigenständige Organismen
mit Individualität und Idealismus? Wie steht man heute zu
künstlerischem Unikat und wie zum seriellen Multiple? Spürt
man ein Sich-Behaupten von Traditionellem, ein trotziges Bewahren oder
löst sich Orts- und Kulturspezifisches auf in einer zunehmend
kleiner gewordenen Welt?
Am Beispiel von Arbeiten junger,
erfolgreicher Gestalter aus beiden Städten kann der Besucher der
Ausstellung sich ein eigenes Bild verschaffen. Dabei stehen Wilma Greim
und Hasan Şahbaz für Formgestaltung. Yvonne Georgi, Beyza
Küçükkavas, Christin Winkler und Fatma Yurdugül
präsentieren neue Entwicklungen aus dem Dekorbereich.
Wertvolle Leihgaben vom Museum
Porzellanikon in Selb ergänzen die Ausstellung. Darunter sind
Rosenthal-Objekte von Salvador Dali, Günther Uecker, Marcello
Morandini und Alev Ebüzziya.
Zur Ausstellung liegt ein umfangreicher,
zweisprachiger Katalog vor (Türkisch/ Deutsch). Als Autor von
Katalog und Ausstellung zeichnet Ingo Nitzsche.