ana sayfa / editorial / içindekiler / iletişim / arşiv / havuz hakkında

 

Yasadışıyım Yüreğimde Hâlâ

   

  

hayallerden süzülüyor ışıklar
sisler içinden, yukarılardan, çok yukarılardan
yapraklar uzletteki bir sûfi kadar
sinik yüzlü ve halsiz, rüzgâr estikçe yalnızlık
ince bir zımparanın sürtünüşü yaşamın üstünde
acele acele yürüyen başları önde insanlar
kent rengi bir sabah, hayret tanıdık değil ilk kez
öteki sabahlar gibi alışılmış değil, renk kümeleri 
yer değiştirirken, buğusarı, sigara dumanı ve çay
sonbahar, harfleri korendondan kırmızı kaşkollü şiirim
cam kenarında seyr, hep seyr, yine seyr, yine seyr
kış rüzgârına boynunu uzatan esrik yaprakları
ellerindeki ışıklarla dallarına dikmeye
çalışan kaçak iyi melekler
metafizik, donuk bir evren acının olmadığı
değişimdir acıları getiren, yok olmayı da
sevginin yitirmek yoksa ne değeri olabilir
iyilikler yapılmalı ve anlaşılmamalı aslında
bir parkım var düşte tüm ağaçları direnişte şimdi
mevsimler döndükçe ve yitirdikçe rüyalarım var
yaz günlerinde aşıktır herkes, sonsuzluk istenir
ama yok olacağımızı her fırsatta hatırlatır evren
sonunda bir yenilgiyiz ne yaparsak yapalım
ne var sanki ölüm olmasaydı yaşamımızda 
köşelerinde oturur bütün gün iç geçirir yaşlılar  
eski zamanlar biz farkında olmadan değer kazanır
uçurtmaların özgürlüğünü düşündünüz mü ara sıra
yaşamı iyi değerlendirmeliyiz, rüzgâr dinebilir
kendinden emin olur bir yanardağ tarlalar tutuşunca
modası geçmiş bir tanrı olarak saygı ister
sonbaharda güzel şeyler yazmalı kışın yayımlamak için
şairlerin ceplerinde poker tabancası bir iki şiiri olmalı
öğle tatilinden; döner yemiş ve doymuş memurlar
dişlerinin arasındaki artıkları kısa ıslık sesleri
çıkartarak temizleyen, bağırarak konuşan, gülen
memurlar, takım elbiseleri kırışık
ceketinin önü açık, pantolonu göbeğinin altında
memurlar, maaş alıp borç ödeyen
huzurevlerine telefon edebiliriz rast gele
herhangi bir gün ama ve en yalnız teyzelere 
heykel gibi duruyor bir adam meydanın ortasında
köfte ekmek yiyor, önemi yok bizim için, bir biri o
asılacakmış gibi duruyor meydanın ortasında 
kurumuş agaç gövdesinin yanıbaşında hemen
saçları dağınık, ama ekmek arası köfte yiyor
ayran da içiyor arada bir avurtlarını şişirerek arkasında banka
ne kadar görkemli adamın gövdesi ve köfte ekmek yemesi
adam köfte ekmek yiyor siz neden bilmiyorsunuz 
meydanın ortasında,  petrograd’da
lenin’in trenden inişi aklıma geldi de bir an
lenin’lerin trenden inişi başka ülkelerin istasyonlarında
leninler inebilir istasyonlarda halk isterse postmodern şiir
rahatça para kazanabilirsiniz artık  
yatağımda nasıl titrerdim aramalarda 
yasak kitaplarım vardı henüz okunmamış çünkü
yasadışıdır umutlarım o günlerden beri
ve yasadışıyım yüreğimde hâlâ.

                                                                                                                                                                                                            

   
 

Abdullah Şevki/ Kasım 2005