Yıllardır Avrupa’da gerilla savaşları gibi dağınık, tek başına veya
küçük topluluklar halinde (yazın ve) sanat savaşları verilmektedir. Bu
kişi ve topluluklar arasındaki iletişim eksikliği nedeniyle, kendi
bölgelerinde etkin olanların diğer bölgelerdeki sanat savaşçılarının
etkinliklerinden ne yazık ki haberleri olmamaktadır. Bu iletişim
kopukluğu, elbette Avrupa ile kısıtlı değildir. Avustralya’dan
Afrika'ya, Kanada’dan Tayland’a değin, dünyanın her köşesinde Türkiye kökenli sanatçılar, kitaplar
yayımlamakta, sergiler açmakta, etkinlikler düzenlemektedir.
H@vuz, düzenli bir sanatçılar ordusu kurmayı, bu ordunun lojistik
desteğini de, bu işe gönlünü ve yıllarını vermiş kişilerden
almayı tasarlamıştır. H@vuz, bu kurumsallaşma çabası
içerisinde, ağırlıklı olarak yabanda yaşayan şair ve
yazarlarımızın yapıtlarını geniş bir kitleye tanıtmayı, bu işleve koşut
olarak, bu sanatçıları bir çatı altında toplamayı hedeflemektedir.
Bir ‘Bilgi Bankası’ işlevini de üstlenmiş olan H@vuz, 2001 yılının mart
ayından bu yana, yurtdışında yaşayan yazarların,
bugüne kadar vermiş oldukları ürünleri bir araya toplamaya, bunları
tanıtmaya çalışmış, sadece bununla kalmayıp, aynı tarihten başlayarak
Almanya’nın birçok kentinde düzenlediği etkinliklerle yüzlerce
sanatçının birbirlerini -yakından- tanımasına önayak olmuştur. 2003’te
düzenlenen ‘Şiir Yarışması’ ile, H@vuz’u sadece Avrupa’da değil,
dünyanın birçok ülkesinde yaşayan yazar ve şairler, yakından tanıma
fırsatı bulmuşlardır.
Başlangıçta sıradan bir WEB sitesi,
sonra bir ‘Sanatçılar İnisiyatifi’, ardından ‘Bilgi Bankası’. Son
aşamada ise, bir yayınevine dönüşen H@vuz, daha büyük kitlelere
ulaşabilmek amacıyla, okurlarının istemleri doğrultusunda bir dergi
oluşturma aşamasına gelmiştir.
Bugün, sanat dostlarına,
artık H@vuz’un geldiği noktada, aynı adı taşıyan dergiyle sanat dünyasında yer
alacağını bildirmek; bizi son derece mutlu ediyor!
Sizler için bir de PDF dosyası oluşturduk. Derginin tümünü
bilgitutarınıza yükleyebilir, boş bir zamanınızda rahatlıkla okuyabi-
lirsiniz.
Bu dergiyi, dünyanın tüm
köşelerinde yaşamakta olan geniş okuyucu/izleyici
kitlemiz ve bugüne değin, H@vuz’a ürün verenlerin
destek ve katkılarıyla, nefesimiz yettiğince, ömrümüz elverdiğince
yayımlayacağımızı umuyoruz. Bizce hiçbir şey, bir sanat ürününü
tamamladıktan hemen sonraki o haz ve bir sanat ürünüyle -sözel ürün
olsun, görsel ürün olsun- etkileşim içindeyken yeni bir şeyler keşfetmek
kadar etkileyici değildir. Siz de aynı görüşteyseniz, destek ve
katkılarınızı bekliyoruz. Dergimizde yer almasını istediğiniz
ürünlerinizi lütfen aşağıda verilen yerleğe gönderiniz. Ayrıca, dergide,
yer darlığı nedeniyle yer alamayan ürünler, H@vuz’un -ana- sanal
sayfalarında yer alacaktır. Bunun dışında, H@vuz etkinliklerini duyurmak
ve göndereceğiniz ürünler başta olmak üzere sanatsal konularda tartışma
yürütmek için bir sanal öbek de en kısa süre içinde hazırlanacaktır.
Katılımınız beklenmektedir.
İlkelerimiz:
- Herkesin aynı çatı altında, bu H@vuz’da
buluşması demek, herkes “aynı stilde” yüzecek (yapıt verecek) anlamı taşımaz. Sanatsal her tür yapıt ve sahibi, H@vuz sanal
sayfalarında ve H@vuz Dergisi’nde tanıtılacaktır. Bu yazının tümünde verilmeye
çalışılan iletileri göz önünde bulundurmak kaydıyla, herkes nasıl isterse, o
biçemde yüzecek (yazacak/çizecek) burada. Yeterli derinlik, uzunluk, genişlik
H@vuz’da mevcut.
- H@vuz’da, dil, din, mezhep, ırk,
yaş, cinsiyet, görüş, mevki vd. ayrımı yapmaksızın, Türkçe veya herhangi başka
bir dilde (şimdilik İngilizce, Almanca, Fransızca olarak sınırlandırıyoruz) ürün
veren her yazar, şair... Her ressam, her yontu, fotoğraf ve film, kısaca tüm
sanatçılar ve sanat türleri yer alabilir.
- Avrupa’da
yaşayan yazın insanları, son 40 yıldır, büyük meydanlara dikilen ‘Noel’ ağaçları
gibiler. Köksüz ve kısa ömürlü. Büyüyenler, görkemli bir hale gelenler, önceden
özel olarak hazırlanmış deliklerin içine giriverdiler. Bu ağaçlar ne kadar
görkemli olurlarsa olsunlar, ne kadar yapay ışıklarla donatılır-larsa donatılsınlar; çevrelerine oksijen veremezler.
Yurtdışındaki sanatsal çalışmalarımız, ne yazık ki bu durumda. Bırakın orman
olmayı, koru bile olamadık. “Bir ağaç gibi tek ve hür”üz ama bir yandan da “bir
orman gibi kardeşçesine” olmak istiyoruz. Yoksa gölgemizi düşürdüğümüz havuzlar,
her sonbahar çürüyen yapraklarla kirleniyor…
- Bugünlerde, sanal ortamda
sık sık sanatçılarımızın kişisel sayfalarıyla
karşılaşıyoruz. Bu sayfalar, çağımızdaki veri bolluğu nedeniyle, daha irdelenmeden, el değmeden, okunmadan öylece solup gidiyor. Sanal ortam, uzay gibi. Bilinemeyen,
görünemeyen milyarlarca yıldız var. Gökbilimciler, yıldız kümelerinin ancak
bazılarını saptayabilmiş durumda. Bu iş de aynı böyle.
- Yabanda yaşayan Türkiyelilere
baktığımızda şunu görüyoruz: Bankamız var, lokantamız,
bakkalımız, berberimiz, dönercimiz, dansözümüz var da, bir yayın danışma
merkezimiz, bir merkezi yayınevimiz yok. Daha doğrusu, “yoktu”. H@vuz, aynı
zamanda, yayına hazır olduğunu düşündüğünüz yapıtlarınızı yayınlayabilmeniz için
bir yayıncılık etkinliği içine de giriyor. Dosyalarınızı dergi@havuz.de
yerleğine gönderebilirsiniz. Ayrıca, dergide yayınlanan yapıtlardan seçme
yapılarak, belirli aralıklarla kitap olarak yayınlamayı da düşünmekteyiz.
- Almanya’nın birkaç şehrinde kütüphane yetkilileriyle
görüştüktük. Yetkililer, ‘burada’ basılmış kitapların kütüphanelerdeki azlığından, varolan kitapların ise hiç bir yerde
bulunamamasından yakındı. Eskiden Türkiye’den Almanya’ya gıda ürünleri
getiriliyordu. Şimdilerde ise yazarlarımız,
Türkiye'de bastırdıkları kitapları bavullara ya da taşıtlarının bagajına
doldurup buralara getirdiklerini gözlüyoruz. Bunun
gelişme olduğunu söyleyebilir miyiz bilemiyoruz. Bizce gerçek gelişme, kitap
getirmek değil; bulunduğunuz yerde kitap yayımlayabilmek/tanıtabilmektir. Bunu
da ancak ortak çabalarla başarabiliriz.
Kısacası: H@vuz Dergisi’nin çıkışını duyuruyor, katkılarınızı ve
desteğinizi bekliyoruz. H@vuz’un çıkışı bir başlangıçtır; ilerleyen günlerde
daha kapsamlı sanat çalışmaları da yapılacaktır.
Yazılacak ne çok şey var… Ama
şimdilik burada duralım ve sizi dinleyelim.
|