Adının biri, 46
yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor.
Ameliyat masasındayken; ölüme yakın, birden bir Hayal görüyor.
Azraili görüyor ve soruyor:
"Benim saatim geldi mi?"
Azrail cevap veriyor:
"Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve
8 günün var."
Bu güzel haberi duyunca; narkozdan uyanır
uyanmaz, estetik yaptırmaya karar veriyor.
Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve göğüslerini düzelttiriyor.
Kısacası: Yeniden doğmuş gibi… Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için artık
ameliyatlarda çektiği acılara değdiğini
düşünüyor.
Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.
Azrail'e soruyor:
"Sen bana 40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin. Neden o zaman
bana o ambulansın carpmasini engellemedin?"
Azrail cevap veriyor:
"Kız, Allah canını almasın ben seni tanıyamadım!.."
Temel çok güzel bir Rus kadınıyla
evlenen Dursun'un karısı Eva'ya kafayı takmış. Ne yapsam da bu kadınla birlikte
olsam diye içi içini yiyormuş. Bir gün Temel dayanamayıp Eva'nın yanına gitmis;
"Temel: Senden çok hoşlandum, seninle birlikte olmak istiyrum." demiş.
"Eva, Hay hay neden olmasın ama 100 dolarını alırım"
Temel: "Tamam o zaman ben hemen para ayarlayayum daa...demiş."
Eva: "Müsait olunca ben seni ararım gelirsin" demis. Ertesi gün Eva,
Dursun işe gittikten sonra Temeli aramış.
Eva: "Temel'e 100 doların hazırsa hemen gel." demis.
"Temel, hazır hazır hemen geliyrum." demiş.
Temel 100 doları Eva'ya verdikten
sonra yapacaklarını yapmışlar ve Temel evden çıkıp gitmiş.
Aksam Dursun eve geldiginde;
Hanum, Temel bugün ha buraya geldi mi?
"Eva: Seyyyy... ge lll diiii
Dursunnnn...
Peki sana 100 dolar verdi mi?
Şeyyy Dursunnnn beni dinleee... seyyyy verdiiiii...
Dursun: Temel sabah koştura koştura yanima geldu, Dursun baa acil 100 dolar
lazim ögleden sonra size ugrar yengeye birakirum dedi...
Ula bu Temel çok dürüst adamdur da!..
Maho Ağa, dağ, bayır gezerken
bastığı yere dikkat etmez ve uçurumdan yuvarlanmaya başlar. Çizgi
filmlerdeki gibi, uçurumun yarısında bir ağaç parçasına zor tutunur. Kendine
gelince var gücü ile seslenir;
"Ula yoharida kisme yoh miiiii?"
Sadece sesi yankılanmaktadır. Aradan biraz zaman geçer.
Bir gayret daha;
"Ula yoharida kimse yoh miiiii?"
Hiç ses soluk yoktur. Epey zaman geçer. Hava kararmaya, tutunduğu dal
çatırdamaya başlamıştır. Zaten kolunda da mecal kalmamıştır. Son bir gayretle
ve bağırmaktan kısılmış olan sesi ile:
"Ula, ula yoharida kimse yoh miiii?"
Derken, nereden geldiği belli olmayan,içinden mi,dışından mı bir ses
duyar;
"Ben varım!.."
Gözleri parlamış ve azıcık can gelmiştir Maho Ağaya;
"Ula… sen kimsin?"
"Ben seni yaratan Allah'ınım."
"Bana bir çare Allah'ım, ne olur!"
Allah;
"Saatlerdir orada sabırla ve isyan etmeden bekledin ey kulum. Bu
sabrının mükafatı olarak senin bütün günahlarını affettim. Bırak elini ve gel
cennetime!
Maho Ağa azıcık düşünür;
-Ula… başka kimse yoh miiiiiii?..
Dünyada
sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş. Bu ender hayvanın
üreme ihtimali sıfır,bu yüzden soyu tükenecek.Ne yapalım diye
düşünmüşler;kurullar toplanmış,çözüm yok.Kuruldaki bir Türk bilim adamı şöyle
demiş: "Bizim memlekette bir
Hayati Abi var, söylemesi ayıptır aynen bu ayıya benziyor; hatta daha kıllıdır.
Ondan rica edebiliriz. 100-200 dolar da ödül verirsek bu işi yapar ve ayıların
soyunu kurtarır herhalde" demiş.
Bakmışlar
başka çare yok, Hayati abiye gitmişler ve durumun önemini, yapacağı hizmetin
büyüklüğünü anlatmışlar, bir de "Karşılığında 100 dolar söz konusu"
demişler.
Hayati Abi
düşünmüş ve; "Olur ama 3 şartım var." demiş.
Herkes sevinç
ve merakla 'Ne?' diye sormuş...
"1.
Öpüşmem..."
"2. Yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız,"
"3. 100 dolar çok, en fazla 50 dolar veririm!"