KARAOĞLAN NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Ressam ve yazar Abdullah Ziya KAZANOĞLU 1926 yılında çalıştığı derginin
kapağı için çizdiği resimle dalga geçen arkadaşlarına kızarak hazırladığı resme
yazdığı hikaye girişi ve tefriklar halindeki yazılarla ortaya çıkan
OTSUKARCI ve oğlu KAAN, Karaoğlan' ın bebeklik devrini
başlatmıştır.
Kazanoğlu ilk romanı Kızıltuğ'un çizgi romana
dönüştürülmesi için Suat YALAZ adlı genci seçti. Yalaz 19 ağustos 1959
da Cengiz Han'ın Hazineleri adlı öyküyü Akşam gazetesinde
çizmeye başladı. Bu kısa sürecek dönemde Karaoğlan'ın son halini
almadan önce geçirmesi gereken bir maceralar yumağı gibidir. Bu döneme
Karaoğlan'ın gençlik dönemi diyebiliriz. Abdullah Ziya KAZANOĞLU ve Suat YALAZ
birlikte 9 adet KAAN macerası hazırlarlar.
1963'ün Nisan
ayında ASYA KAPLANI macerası ile ilk KARAOĞLAN dergisi gazete
bayilerindeydi. Karaoğlan olgunluk dönemine girmiş bulunuyordu
artık.
Suat Yalaz çizimlerinde Harold Foster'in Prince Valiant'ından
oldukça etkilenmiştir.Abdullah Turhan, Nezih Dündar ve zaman zamanda M. Engin
Aslan ile ortaklaşa çalışan Suat Yalaz pek çok serüvenin temelini tarih ve
folklorumuzdan yaralanarak hazırlamış aynı ölçüde yabancı edebiyat örneklerini
de senaryonun özüne maharetle katmayı başarmıştır. eserlerinde kullandığı dile
büyük özen gösteren Suat Yalaz bazı maceralarda maceraların geçtiği zamanda
konuşulan dili bilhassa tercih etmiş ve söz konusu maceraya ayrı bir ağırlık
katmayı başarmıştır. öykülerinde cinsellik ve erotizmi düzeyli seviyede
tutmuştur. Sertlik ve mizahı öykülerinin içine ustalıkla yerleştirmiştir.
KİMDİR?
Karaoğlan
atletik, deli dolu, gözü pek ve mert bir Uggur genci olarak tanıtıldı. Bir
kahramanda bulunması gerekli özelliklerin hemen hemen hepsine sahip görünüyor.
İdeal insan tanımlanmasının içinde yer almakta, kötü alışkanlık diye
nitelendirilen; içkiden uzak durmakta, kesinlikle yalan konuşmamaya çalışmakta,
dolayısıyla genç okura sağlıklı göndermeler yapmaktadır. Karaoğlan göçebeydi,
bir yerde uzun süreli kalmazdı. erkek çocuğa ad koymanın bir törenle
gerçekleştirildiği bir dönemde yaşamasına rağmen böyle bir töreni görememişti.
Daha el kadar bebe iken annesi bir çete tarafından katledilmiş, son anda yetişen
babası bebeği kurtarmayı başarmış, yaralanmış olmasına rağmen bebeği bir
ormancıya emanet ederek gitmişti. Bebek kendilerine ait olmadığı için yaşlı
ormancı ve hanımı küçüğe ad vermemişler ancak simsiyah saçlarından dolayı ona
KARAOĞLAN demekle yetinmişlerdi. Yıllar sonra ününü ASYA KAPLANI KARAOĞLAN diye
yapacak olan bu genç adam, babası kılıç ustası BAYBORA, karşılık bir dövüş
esnasında tanıştığı ve dost olduğu, midesine düşkün olduğu kadar kavgaya da
düşkün yaşlı savaşçı BALABAN, Semerkand da hırsızlık yaparken yakaladığı ve
kendisine aşık ettiği BAYIRGÜLÜ, biraz kocamış, at uşağı ÇALIK gibi
karakterlerinde küçümsenemez katkılarıyla, bizleri Orta Asya steplerinde
özgürlük duygumuzu kamçılayan farklı bir dünyaya itmektedir.
Kaynaklar:
Sayın Suat Yalaz'ın kendisinden edinilen dökümanlar ve
www.resimliroman.net/.../karaoglan/ana.htm