…kendini bırakıp gidenlere…
Orhan Göksel Budak’a Saygıyla…
kaybolmak
iş değil çıkıp gitmek yaşamdan
dizeye
anlam gerek koşana sürat
nasıl
olur nasıl
yitmek
gitmek olmayan yere
hiç
işte hiç diye
sözden
sunaktan doğuşu güzel
mutsuz eskil biz
hiç
işte
gecelikler
indirip bakalım
su
uyuyor mu susuz duruluyor mu
nasıl
olur nasıl
olmuş
olmamış
hiç
işte hiç diye
dönerek
döndürerek bilincini güzel
unutuş
hayranlık ister biz
hiç
işte
giz
böyle anlatılmaz ki biz
düz
çapraz eğri büğrü
nasıl
olur nasıl
yollardan
güzel olan kaçış
gidene
gitmeye’ne gerek
hiç
işte hiç diye
birden
çok kişi olsak bir başımıza güzel
giz
döken adımlar kocaman biz
hiç
işte
yerde
gökte olmayan
olamayan
kendinde zaman zaman
nasıl
olur nasıl
insan
kendini sürgüne yollamadan
hiç
işte hiç diye
vazgeçilebilir
bir aşktır yaşam güzel
kaybolsak
olduğumuz yerde biz
hiç
işte
deliliğin
dünyaya karşı güzel
git
günleri şimdi öteden ileriye
nasıl
olur nasıl
belleği
burkulan adamın ağır suskunluğu
hiç
işte hiç diye