“Kitaplarla Çevrili Değilsem Uyuyamam”
J.L.Borges Bugün KENDİNİZİÇİN bir iyilik
yapın KİTAPİÇİN’e uğrayın. Esra Odman: "Kitaplar
çok pahalı!"
herkesin ağzında son zamanlarda dolaşan cümle. Bu cümleyle
başlayan konuşma; ‘Bu yüzden kitap okuyamıyorum’la son
buluyor. Kitapçıları şöyle bir
gezdiğimizde bu konuşmanın ilk cümlesinin ne kadar da haklı
söylenmiş olduğunu
anlıyoruz. Hatta kitap piyasasının içinde olan biriyseniz,
kitapçıya gelene
kadar bir kitabın üstüne eklenen komisyonları bilince yazarın
eline kalan
paranın nasıl da az olduğunu görüyorsunuz. Piyasa
böyle!
Fakat, piyasa böyle, yapacak bir şey yok demekle, olmuyor. Bu işe
gönlünü veren,
kitap okumayı da kitap okuyanı da seven, sayan ve onlar için bir
şeyler yapmaya
çalışan birileri artık bu cümleleri kullanmayalım ve
istediğimiz zaman
istediğimiz kadar kitap alıp okuyalım diye, bir oluşum meydana
getirmiş: Ucuza
ve kaliteli kitap alabileceğimiz bir kitapçı.
"KİTAP İÇİN adını verdikleri bu
oluşumun ortaklarından Ahmet Arslan’a sordum, başlangıç
noktanız neydi? Böyle
bir oluşum nereden aklınıza geldi? Ahmet Arslan: Başlangıç noktamız;
özellikle Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin
birçoğunda kurumsallaşmış “stok fazlası
kitap”ların satıldığı yeni oluşum içine girmekti. Türkiye az okuyan bir
ülke. Genel olarak baktığımız da insanlar kitapların pahalı olmasından dolayı
alamadıklarını ve okuyamadıklarını söylüyorlar. Bunun birçok çaresi var, aslına
bu bahanenin bir önemi olmadığını da vurgulamak niyetiyle bu işe girdik. Şimdi
sadece İstanbul’da gerçekleştiriyoruz ama ileriki tarihlerde Türkiye’nin birçok
yerine dağılacağımıza inanıyoruz. "Stok fazlası" ya da "kelepir kitap"
deyince okuyucunun aklına kimsenin okumadığı, elde kalan kitaplar ya da eski
kitaplar gelebilir. Aslında kitabın kelepir olması ya da eski olması galiba
komik bir tanım. Ayakkabı, çanta ya da kıyafetle mukayese edilebilecek bir
tüketim malzemesi olduğunu düşünmüyorum kitabın. Ama günümüz insanı çabuk
tüketime açık ve bu yüzden kitap seçerken çabuk tüketebilecekleri ve kenara
atabilecekleri kitapları tercih ediyorlar. Fakat kitaba gönül verenler, nice
eski kitabı hala okuyor hatta kütüphanelerinin başköşesine koyuyor. "Stok Fazlası" kitapları bunların doğrultusunda
nasıl tanımlarsınız? Galiba sormak istediğiniz
soru: "Biz, tam olarak ‘stok fazlası
kitap’dan ne anlıyorduk ve kalitesi ne kadar önemliydi? Uzun yıllardır
önemli yayıncılar için bir sorun haline gelen kitap stokları, bu
hareketsizliğin oluşturduğu ciddi bir mali yük getirmekte. Neden bu kadar çok
kitap stokunun oluşumunu sektör engelleyemedi? Cevap aslında basit; dağıtımcıların
yeterli kültürel birikime sahip olmamaları, bununla birlikte kalitenin ve doğal
olarak ciddiyetlerinin kaybolmuş olduğu bir dönem yaşıyoruz.Böyle giderse, uzun yıllar sonra bile bu
yapının sağlıklı bir altyapıya kavuşamayacağı kesin. Bu duruma biz ne
yapabiliriz? diye sorduk kendimize. Uzun yılların verdiği tecrübe ve kitaplara
hissettiğimiz sevgi bizi, aynı ruhla hareket eden insanlarla birlikte hareket
etmemiz gerektiğine yönlendirdi. Başlangıçta
yaptığımız, bizim nitelikli kitaplar olarak isimlendirdiğimiz, kitap stoklarını
ele almak oldu. İlk dönemlerden itibaren olumlu bir hava yakaladık.
Kitapseverlerden ciddi destek ve ilgi gördük. Bizim için bir kitabın okuyucuya
olabilecek en uygun fiyatla satılması ve servis edilen kitapların özellikle
çeviri olanların bir ve diğer sektör bileşenleri tarafından kabul edilebilir
olmasıdır. Bunlar neden gereklidir?
Çünkü okuyucuya karşı ciddi sorumluluklarımız var. Yayıncılık
sektörünün çok büyük kısmı İstanbul’da ve doğal olarak kitapların kalbinin
attığı yer, burası. Son yıllarda yayıncıların nitelik açısından ülkemiz kültür
hayatına hiçbir anlamda katkısı olmayan -tırnak içinde- ne anlama geldiği
bilinmeyen kitaplar basıp, bu kitaplara göre okuyucu yaratma çabası içinde
olmaları bizi bir hayli üzüyordu. Biz çok net bir şey
yapıyoruz aslında. Nitelikli kitapları en uygun fiyatla okuyucularla
buluşturup, bunu sadece İstanbul ile sınırlı tutmayıp diğer şehirlerde de
oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu noktadan hareketle bizimle birlikte aynı
duyguları paylaşan insanlarla işbirliği yapmaktan çok mutlu oluyoruz. Sayın Ahmet Arslan, son sözlerinde
aslında bir çağrıda bulunuyor: "Eğer sizler de bu konuda bir şey söylemek ve
harekete geçmek isterseniz, elimizden geleni yapmaya çalışır ve bundan da çok
mutlu oluruz." diyor. İstanbulların artık; "’Kitap okuyamıyorum, çünkü çok
pahalı!" deme şansları kalmadı. Beyoğlu’na yollarını mutlaka düşürmeliler ve
"Kendileriİçin", "Kitapİçin"e uğramalılar. Tahminimce oraya girdiklerinde bir daha
çıkmak isteyemeyeceklerdir. Çünkü ben hayatımın belki de en güzel iki saatini
geçirdim orada. Hafif bir klasik müzik eşliğinde, kitapların şarkılarını ve
aromasını tadarak "Alice Harikalar Diyarını" dolaştım. Sadece yetişkinler değil
çocuklarımızın bile görmesi gereken, kokusunu tatması gereken bir yer burası.
Bir kitapçı dükkânından çok daha fazlası var bence.
Ahmet Arslan ve Murat Uncu,
kitaplarla yaratılmış sihirli bir dünya oluşturmuş burada. Umarım bu oluşumun
devamı gelir. Kendilerine böylesi faydalı bir girişim için gönülden teşekkür ediyorum. KİTAPİÇİN Ahmet Arslan-Murat Uncu Stok Fazlası Kitap
Bargain and
Remainder Books
Meşrutiyet Caddesi
19 Galatasaray-Beyoğlu 0 212 244 017