Aldığım
cevap,
“Ya
git işine, deli midir ne”
Katibi
adli Behçet’in
Beyaz
gömleğindeki lekeye
Uzun
uzun baktım,
Güldüm
deyyusa,
Devleti
Âli’nin kadrolu bir memurunun
Yüreğine
yazdığı,
Kızıl,
sırma saçlı, fidan boylu,
Gamzelerinde
dörtnala yürek sesleri,
Beyaz
gerdanında safiyet,
Neşesi,
kahkahası yedi tepelerden uğul uğul,
Bakınca
yüzüne, utanç suskunluğu,
Çırılçıplak
kaskatı bir iffet,
Bunca
daha nitelesen
Anlamaz,
kılı kıpırdamaz hasbamın .
Ben
sevdamı, aşkımı tescil ettirmeye gitmişim,
“Ebadı,
kutru, ağırlığı” diye sorar.
Kimlik
bilgilerini, belgelerini arar.
Oysa
aklımda, sadece doğduğu yer tabiat,
Tarih
olarak, yağmurlu bir sonbahar,
Ve
şahit olarak dökülen sarı yapraklar var.
Direndim,
nafile.
Nasırlaşmış
yüreğini çözemedim.
Toparladım
evrakımı, sarmaladım tekrar yerine,
Yüreğimin
kutusuna usulca yerleştirdim.
Çıkacakken
tam kapıdan,
Seslindi.
“Evlat,
yok tescile gerek.”
“Hiçbir
sevdanın şiddeti ve kefeni aynı beden değildir.”
“Rahat
tut yüreğini, git işine”
Stuttgart
26 Şubat 2007